İş Kanunu’muzda çalışanların yıllık izinlerini kullanması ile ilgili sınırlayıcı bir husus olarak karşımıza çıkan, Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 6. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “en çok üçe bölünebilir” ibaresi bulunmaktadır. Bu ibare, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 18 Ağustos 2017 Tarihli ve 30158 Sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan “Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile “bölümler halinde kullanılabilir” şeklinde değiştirilerek, çalışanların artık kısım kısım izinlerini kullanması imkanı getirildi. Bu vesileyle bu makalemizde yıllık izinlerle alakalı son durumu okuyucularımız için özetlemek istiyorum.
4857 sayılı İş Yasamızın 53. Maddesine göre; “iş yerinde işe başladığı tarihten itibaren, deneme süresi de içinde olmak kaydıyla, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık izin verilmesi gerekmektedir”. Yıllık izne ait hususların kanundaki emrediciliği nedeniyle bu haktan vazgeçilmesi mümkün değildir. Nitelikleri gereği, bir yıldan az süren mevsim veya kampanya işlerinde çalışanlara yıllık izin hükümleri uygulanmaz.
İşçinin izin süresi, iznini hak ettiği tarihteki hizmet süresine ve İş Kanunu hükümlerine göre belirlenir. İş yerinde işe başladığı günden itibaren deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
* İş Kanunu’nda, kullandırılmayan izinlerin yanacağına dair bir hüküm yoktur. Aksine, kullandırılmayan izinlerin, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle son bulması halinde, ücretinin ödeneceği, hatta işçinin son ücreti üzerinden ödeneceği hükmü vardır. * İş Kanunu, izin kullandırmayan işverenliğe yaptırım getirdiği gibi, işçi lehine izin hakkını saklı tutmuştur. İş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren zaman aşımı süresi 5 yıldır. İş sözleşmesi feshedilen işçi 5 yıllık zaman aşımı süresi içinde dava açmak şartıyla kullanmadığı yıllık izinlerin tümünün karşılığını alacaktır. * İşverenlerin, geçmiş yıllara ait işçilerin birikmiş izinlerini iç yönetmelik, genelge ve benzeri işlemlerle kaldırmaya yönelik eylemleri yasal uygulamaya aykırıdır.
Yıllık izin konusunda işçilerin kafalarını karıştıran önemli bir nokta, pazar gününün yıllık izinden düşülüp düşülmeyeceğidir. Yıllık izin günleri hesaplanırken ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmamaktadır. Ancak burada çok karıştırılan bir konu bulunmaktadır; hafta tatillerinin hangi gün veya günler olduğu tam olarak bilinmemektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu ve 394 sayılı Hafta Tatili kanununda açıkça ifade edilmemiş olsa da, uygulamada hafta tatili genel olarak pazar günüdür. Buna bağlı olarak cumartesi günleri, iş yerinde çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın yıllık izin günlerinin hesaplanmasında dikkate alınacaktır. Yani bir haftalık yıllık izin alan işçi 7 gün değil, 6 gün yıllık izin kullanmış sayılır.
Burada bir sorun gündeme gelmektedir. İşçinin hafta tatilinin yıllık izninden sayılmayacağını söyledik. Genel olarak da işyerlerinde haftada bir gün tatil uygulaması olduğunu biliyoruz. Ancak bir işyerinde çalışma sistemi hafta içi 5 gün mesai ve hafta sonu 2 gün hafta tatiliyse ne olacaktır? Bu konuda uygulamada bir görüş birliği olmamakla birlikte, bu konudaki şahsi kanaatim; bu durumdaki işçi açısından hafta tatili gününün iki gün olarak görülmesi yönündedir.
* Yıllık izin süresine rastlayan Ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günleri izin süresinden sayılmaz. * İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. * Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında yıllık izin iş günü olarak verilir. * İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. * İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar. * Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istekte bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam 4 güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. * İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. * İş Kanunu’nun 59. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; işveren tarafından iş sözleşmesinin * İş akdinin süreli feshinin işveren tarafından yapılması halinde, işveren işçiye rızası bulunmaksızın yıllık izin kullandıramaz. Ancak feshin İş Kanunu Madde 17’ye göre işçi tarafından yapılması halinde, işçi hak edip de kullanamadığı yıllık ücretli iznini bildirim süresi içinde kullanma talebinde bulunabilir, * 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle, 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. * Yıllık İzin Yönetmeliği’nin 15. Maddesine göre işçi sayısı yüzden fazla olan işyerlerinde yıllık izin kurulunun oluşturulması gerekmektedir. * Asıl işveren, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlamakla, alt işveren ise 6. Fıkraya göre tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür. * Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği hâlde, aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. * İşçinin yıllık ücretli izin kullandığını işveren kanıtlamak zorundadır. Bu nedenle işverenler, işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi düzenlemelidir.
feshedilmesi halinde, 17. Maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27. Madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe geçemez.