Şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin kanunlar açısından belirli sorumluluk ve yükümlülük bulunmaktadır. Bu kişilerin aldıkları bu sorumluluk ve yükümlülüklerden dolayı karşı karşıya kaldıkları riskleri azaltmak amacı ile ödenen maddi karşılık, huzur hakkı olarak tanımlanmaktadır.
Huzur hakkı ödemeleri, yapısı itibariyle ticaret hukuku, vergi hukuku ve sosyal güvenlik hukuku açısından düzenlemelere sahip olduğu için çok yönlü incelenmesi gereken bir husustur. Bu kapsamda kanunlarımız açısından bu hususlara kısaca bakacak olursak:
Huzur Hakkının Türk Ticaret Kanunumuzun Açısından Değerlendirilmesi
Huzur hakkı 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunumuzun 394. Maddesinde;
Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir”
şeklinde düzenlenmiştir.
Ancak, huzur hakkı olarak belirlenen bedellerin ödenmesinde şirketin mali yapısı ile doğru orantılı olmasına dikkat edilmelidir. Şirketin mali yapısına uymayan huzur hakları ile ilgili şirket ortaklarına borç para verildiği iddiası ile karşı karşıya kalınabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Yeni Türk Ticaret Kanunumuza göre, huzur hakkı ödemelerinin yapılabilmesi için huzur hakkı ödenmesi ve tutarlarının esas sözleşmeye yazılması, ya da genel kurul kararı alınması gereklidir.
Huzur Hakkının Vergi Kanunlarımız Açısından Değerlendirilmesi
- Gelir Vergisi Kanunumuz Açısından Huzur Hakkı
- Kurumlar Vergisi Kanunumuz açısından Huzur Hakkı
Vergi Usul Kanunumuz açısından Huzur Hakkı
Sosyal Güvenlik Kanunumuz Açısından Huzur Hakkı
Hali hazırda yürürlükte bulunan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4 üncü maddesi Kanun kapsamında sigortalı sayılacak olanları tanımlamaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. maddesinin (b) bendinin 3. alt bendine göre “Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları” kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda limited şirketlerin ortakları da 5510 sayılı Kanun’un 4/b maddesinin 3. alt bendine göre sigorta kapsamındadır.Anılan Kanun’un 79. maddesine göre söz konusu sigortalılık zorunludur.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesine tabi yani işyerinde bir hizmet akdiyle çalıştığı anda aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olarak da çalışıyorsa bu durumda kişiye yapılan huzur hakkı ödemesinin kişinin sigortalı primine esas kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.
Limited şirketler içinde, Bağ-Kur’ lu olan müdür sıfatına sahip ortaklar ve müdür olmayan ortaklara yapılan huzur hakkı ödemeleri, sigorta primine tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır. Limited şirketler içinde, iş akdine bağlı olarak çalışan müdür sıfatına sahip kişilere yapılan huzur hakkı ödemelerinin, sigorta primine tabi tutulması gerekmektedir.
Sonuç itibariyle: Şirket ortak ve yönetim kurulu üyelerine, huzur hakkı ödemeleri yapılabilir. Fakat bu ödemeleri yaparken, yukarıda Türk Ticaret Kanunu, Vergi Kanunları ve Sosyal Güvenlik Kanunlarımız açısından kısaca bahsettiğim hususlara dikkat edilerek, teamül’e uygun davranılmalıdır. Bu yapılmaz ise; yapılan yanlışlar nedeni ile üç kanun mevzuatında yer alan cezai işlemlerle karşı karşıya kalınacağının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.