Bildiğiniz gibi, 4857 Sayılı İş Kanununda kamuoyunda “Torba Yasa” olarak bildiğimiz “6704 Sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yasası ile, 26 Nisan 2016 tarihinde İş Kanunundaki izinler hususunda yeni değişiklik ve düzenlemeler getirmiştir.
Bunlardan birisi de yıllık iznin uygulanması konusunda getirilen yeni düzenlemedir. Düzenleme ile 4857 Sayılı İş Kanununun 56. maddesinde yer alan “Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir” hükmü değiştirilmiştir.
Buna göre; işçi yıllık izninden iki gün izin kullanamayacaktır. Ancak İş Kanunu Madde 56 ve 74’te, işçiye hak olarak verilen ücretsiz izinler dışında diğer tüm ücretsiz izinlerin tarafların rızasıyla kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda sigortalı çalışanlar ancak işveren rızası ile olan ücretsiz izin kullanarak bayram tatilini uzatılabilir. Ücretsiz iznin uygulanma yöntemine ilişkin İş Kanunu’muzda bir düzenleme bulunmuyor. Taraflar anlaşarak ücretsiz izin uygulayabiliyor. Ücretsiz izin döneminde çalışanın iş görme borcu, işverenin ise ücret ödeme borcu geçici süre ile askıya alınmaktadır.
Bu sorunun yanıtını da dilerseniz özet bir Yargıtay kararının yardımı ile açıklayalım: Hasta olan çocuğunu her gün aşıya götüreceğinden bahisle, 6 ay ücretsiz izin talebini işverenin kabul etmeyerek, çocuğunu hastaneye götürmek için zaman zaman kendisine izin verilebileceği işçiye bildirilmiştir. Bunun üzerine işçinin işe gelmemesi işveren açısından hizmet akdini derhal fesih etme hakkını doğuracağı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.01.1991 tarihli 9343 Esas 199 sayılı kararında belirtilmiştir. Görülebileceği gibi; yargı da işçinin geçerli bir mazeret öne sürse dahi, işverenin rızası olmaksızın ücretsiz izine çıkamayacağını açık bir biçimde ifade etmektedir.
Şayet işveren işçinin ücretsiz izin talebini kabul eder de, mazeretsiz olarak işçi zamanında işbaşı yapmazsa ne olacaktır? Bu durumda iş yasamızın 25/2 maddesi çerçevesinde; işverene işçinin iş sözleşmesini derhal sona erdirme hakkı doğacaktır.
İşçinin izin süresi, iznini hak ettiği tarihteki hizmet süresine ve İş Kanunu hükümlerine göre belirlenir. İş yerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da; ulusal, milli ,dini bayram ve diğer resmi tatil günlerinin hangi günler olduğu belirtilmiştir; Kanunda dini bayramlar: – Ramazan Bayramı; arefe günü saat 13.00’ten itibaren 3,5 (üç buçuk) gündür. – Kurban Bayramı; arefe günü saat 13.00’ten itibaren 4,5 (dört buçuk) gündür. Kanun uyarınca yukarıda belirtilen dini bayram günleri resmi tatil günleridir. Özellikle dini bayram günlerinde, tatil dışında kalan günlerin de tatile dahil edilip birleştirilmesi durumunda ise, normalde tatil olmadığı halde tatile dahil edilen bu günler resmi tatil günü sayılmamakta, sadece kamuda çalışanlar idari izinli sayılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunun “Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma” başlıklı 44. maddesinde de; “…ulusal bayram ve genel tatil günlerinde iş yerlerinde çalışılıp çalışılmayacağının toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılacağı, sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayının gerektiği; Kanunun “Genel tatil ücreti” başlıklı 47. maddesinde ise; yüzde usulünün uygulandığı iş yerleri dahil İş Kanunu kapsamına giren iş yerlerinde çalışan işçilerin, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmamaları halinde, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretlerinin tam olarak ödeneceği…” tatil yapmayarak çalışırlarsa, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödeneceği, yani o gün için iki günlük ücret ödeneceği belirtilmiştir.
Benzer Yazılar