Ramazan bayramı tatil süreçlerinin uzatılması birçok kişinin tatil planları yapmasına sebep oldu. Bu süreçte; “tatil harcamalarımızı şirkete fatura alarak gider yazdırabilir miyiz?” sorusu da bana çok sorulmaya başlandı. Şirketler, Ticaret Kanunu ve vergi yasaları karşısında ayrı birer tüzel kişilik olarak kabul edilmekle beraber şirket sahipleri, şirketlerinin aile şirketi olması veya tek kişilik şirket olmaları sebebiyle şirketlerini ayrı bir tüzel kişilik olarak görmemektedirler. Bu şekilde gördükleri için de şahsi giderlerini şirkete ödetmekte hiçbir sakınca görmemektedirler.
Ancak şahsi ödemelerini şirkete ödettirmelerine, Ticaret Kanunu ve vergi yasası izin vermemektedir. Bu yüzden de bu tip giderler, muhasebede Kanunen Kabul Edilmeyen Gider yazılarak, vergilendirilecek matraha ilave edilerek vergilendirilmektedir.
Bilindiği üzere, şirketler vergi yasaları bakımından kurumlar vergisine tabidir. Bu şirketlerin elde ettikleri tüm kazançlar kurum kazancıdır. Kurum kazancı ise, Gelir Vergisi Kanununun 38. maddesine göre ticari kazancın usulüne göre tespit edilmektedir. Bu kazanç tespit edilirken, Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesindeki İndirilecek Giderler ve 41. maddesindeki Gider Kabul Edilmeyen ödemeler dikkate alınmaktadır. 41. maddenin 1. bendinde de, “…teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar ve aynen aldıkları sair değerlerin indirim ve gider yazılamayacağı hükme bağlanmıştır”.Bu yüzden de şahsi giderler veya çekişler gider ya da indirim konusu edilemeyecektir. Vergi yasaları bakımından böyle bir yasak getirilmişken, Ticaret Kanunu yönünden de benzer bir yasaklama getirilmiş durumdadır. Ticaret Kanununun 166. maddesinde bu konuyla ilgili düzenleme şöyledir: “Bir ortak şirketten ödünç aldığı veya şirket hesabına bir yerden tahsil eylediği parayı, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, vade gününde veya mümkün olan en kısa zamanda tediye ve teslim etmeyecek olursa bu vadenin veya zamanın geçmesinden itibaren kanuni faizi dahi vermeye mecbur olur “denilmektedir.
Şirketlerde, ortaklar şirketi kendi kasası gibi görüp, zaman zaman şahsi giderlerini şirkete ödettirmekte hiçbir sakınca görmemektedirler Böyle bir harcama şirkete fatura edilmiş olsa da, şirketin faaliyetiyle ilgili olmadığı açıktır. Bu yüzden de şirkete gider yazılmaması gerekir. Ancak ödeme şirket tarafından yapılmış olduğundan, bunun muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla genelde giderler, Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak değerlendirilip, KDV’leri de indirim konusu edilemediğinden, KDV dahil tüm giderler Kanunen Kabul Edilmeyen gider olarak kaydedilmesi gerekir. Ortak tarafından yapılan şahsi harcama, şirketin faaliyetiyle ilgili olmadığından, bunun şirkete ödettirilmesi ortak tarafından yapılan bir çekiş olarak değerlendirilmesi gerekir. Ortak tarafından yapılan çekişlerin de 5520 sayılı Yeni Kurumlar Vergisinin Kanunun 13. Maddesinde; ortakların ödünç para alması vermesi konularının transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamına girmektedir. Bu yüzden de şirket kaynaklarının ortaklarca kullanılması halinde, emsal faizle faiz tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.
Şirket ortaklarına, şahsi harcamalarına ait bir fatura şirket adına düzenlenmiş olsa da, gider yazılmamalıdır. Ancak ödeme şirket tarafından yapılmış olduğunda ise, şirket ortağının borcunu göstermek maksadıyla, ödeme şirket tarafından yapıldığından, ortak borçlandırılmalıdır. Şirketin kaynağı kullanılmış olduğundan, Ticaret Kanunu’na ve Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, emsal faiz oranıyla ayrıca faiz tahakkuk ettirilmesi gerekir.