Özel Finans Kurumları mali sektörde faaliyet gösteren, reel ekonomiyi finanse eden, bankacılık hizmetleri sunan, tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları, faizsiz finansman prensipleri dahilinde ticaret ve sanayide değerlendirerek oluşan kar veya zararı tasarruf sahipleriyle paylaşan kuruluşlardır. TL, USD ve EURO bazında vadeli hesaplarda toplanan fonlar Üretim Desteği, Finansal Kiralama ve Kar/Zarar Ortaklığı yöntemleriyle değerlendirilmekte ,ticaretin ve sanayinin ihtiyaç duyduğu, ham madde, yarı mamul veya mamul madde, gayrimenkul, makine veya her türlü teçhizatın temini, bu yöntemler aracılığıyla sağlanmaktadır.
Dünyada Faizsiz Bankacılık
Faizsiz bankacılık prensiplerinin pratiğe aktarılması konusundaki ilk girişim, 1963-1967 yılları arasında Mısır’da gerçekleştirildi. Bu teşebbüs büyük ölçüde, Alman tasarruf bankaları mekanizması ile kırsal bankacılık prensiplerinin bir kombinasyonu şeklinde oldu. Söz konusu finansal kurum oldukça küçük ölçekle faaliyete başladı. Kırsal kesimde yaşayan halk, tasarruflarını bankaya yatırma konusunda oldukça isteksiz davranmaktaydı. Bu nedenle yastık altındaki paraların ekonomiye kazanılması için güvenli finans kurumlarına ihtiyaç duyuldu.
İslam Kalkınma Bankasının (İslamic Development Bank, IDB) kurulmasından sonra, faizsiz bankacılık faaliyetleri hızlandı ve faizsiz finans kurumlarının kurulmasında önemli destek elde edildi. Bu sayede, modern uluslar arası bir kalkınma bankasının desteği sağlandı ve teknik alanda faizsiz finans kurumlarına yardım sunma imkanı doğdu.
Değişik ülkelerde faaliyetlerde bulunan faizsiz finans kurumları ile birlikte aynı misyonu üstlenen ve bu doğrultuda uygun işlem yapan bir dizi yatırım ve finans şirketi de bulunmaktadır. Faizsiz finans kurumları spesifik olarak coğrafi bir alanda yoğunlaşmış durumda değildir. Bu bankalar Arap ülkelerinde ve diğer ülkelerde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösterir. Mevcut faizsiz finans kurumları bir dizi finansal ürün ve hizmet sunmaktadır. Bunların bir kısmının ticari bankaların sunduğu hizmetler, bir kısmının da faizsiz finans kurumları tarafından geliştirilmiş hizmetler olduğu görülüyor. Faizsiz finans kurumları arasındaki farklılıklara bağlı olarak, sunulan hizmetlerde de birtakım farklılıklar söz konusu olabilir. Bununla beraber, üzerinde durulması gereken temel husus, faizsiz finans kurumlarının çoğunlukla sundukları finansal ürün ve / veya hizmetlerdir.
Kurumsal Gelişim Süreci
İlk faizsiz finansal ürün ve hizmet sunan bankalar 1975 yılında bir çok devletin ortaklığıyla kurulan İslami Kalkınma Bankası ve Dubai İslamic Bank, 1975 yılında değişik ülkelerin Müslüman iş adamları tarafından kurulmuştur..
1977 yılında da Mısır’da ve Sudan’da Faisal İslamic Bank adıyla iki özel banka faaliyete geçti. Aynı yıllarda Kuveyt hükümeti de Kuwait Finance House’u kurdu Bugün dünya üzerinde 60 dan fazla ülkede 250 civarında Faizsiz Banka bulunmaktadır. Bu bankalardan 4’ü Türkiye’de olup “Katılım Bankaları” adıyla faaliyet göstermektedirler Bunların bir kısmı Müslüman ülkelerde kurulmuş olmakla birlikte bir kısmıda Batı Avrupa’da hizmete girdi. Özellikle Danimarka, Lüksemburg, İsviçre ,İngiltere ,İsviçre, Lüksemburg, Filipinler, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika ve Bahama Adaları sayılabilir. Bünyelerinde faizsiz bankacılık birimi kuran bankalar arasında ise, Citibank, Union Bank of Switzerland, Kleinwort Benson, ANZ Grindlays, Goldman Sachs, United Bank of Kuwait ve Arab Banking Corporation sayılabilir.
Faizsiz finans kurumu kavramı, Pakistan ve İran’da yaygın şekilde kabul görmüştür. Suudi Arabistan, faizsiz finans kurumlarının gelişmesine liderlik eden bir ülke olmuştur. Buradaki ana prensip, faizsiz ürün ve hizmet sunan kurumlara izin vermek, ayrıca yurt dışında birçok faizsiz finans kurumunun kuruluşuna destek olmaktır. Mısır, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Ürdün ve Malezya gibi ülkelerde faizsiz finans kurumu uygulamalarına, gerek genel bankacılık konuları gerekse özel yasal düzenlemeler altında izin verilmiştir. Birçok ülkede faizsiz finans kurumları klasik bankacılık ile birlikte faaliyette bulunmaktadır. Faizsiz finansal kurumların aktifleri son yıllarda hızla büyümüştür. Bu konuda istatistiki bilgileri elde etmek oldukça zor olmasına rağmen, faizsiz finans kurumlarının yönetimi altında bulunan toplam aktiflerin 260 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
ÖFK’ların Türk ekonomisine katkılarını şu şekilde özetleyebiliriz;
a)ÖFK’ların topladıkları fonları doğrudan ekonomiye kullandırma dışında bir imkanları yoktur. Merkez bankasında blokesi mecburi fonlar ile günlük nakit ihtiyacı dışında kalan ve doğrudan reel ekonomiye kullandırılan tutar ÖFK aktiflerinin % 85’i seviyesindedir.Benzer oran bankalarda % 40’lar seviyesindedir.
b)Faize duyarlı ve banka sisteminden uzak önemli bir kesimin elindeki atıl fonları ekonominin hizmetine sunmuştur.
c)Özel Finans Kurumları fon toplama ve fon kullandırma alanında uyguladığı yeni usullerle Türk bankacılık sektörüne kurumsal ve fonksiyonel derinlik kazandırmıştır.
d) Toplanan fonların proje bazında kullanılması, proje esasına dayanmayan fon taleplerinin cevap bulamaması, kaynakların en verimli alanlarda değerlendirilmesini sağlamıştır.
e) Kar / zarar ortaklığı sisteminin bir gereği olarak, esnek bilanço yapıları ÖFK’ lara krizleri daha rahat atlatabilme imkanı sağlamış , krizler dahil her dönemde çalışmalarını kamu kaynaklarına ve vergi mükelleflerine herhangi bir yük oluşturmadan sürdürmüşlerdir.
f) Alım-satım konusu her malı gerçek değeri üzerinden finanse eden ÖFK’ nın her işlemi kayıtlı ekonomiye dahildir. Dolayısıyla ÖFK’ nın faaliyetleri Türkiye’de kayıtlı ekonominin büyümesine, bunun sonucu olarak vergi gelirlerinin artmasına olumlu katkıda bulunmuştur.
g) ”Kar ve zarar ortaklığı” fikri, ekonomik, ve ticari ilişkilere, alternatif yatırım ve tasarruf alanları sunmuştur.
Özel finans kurumlarının önemli fonksiyonlarından biride global ölçekte özellikle Ortadoğu ülkeleri ve diğer İslam ülkeleriyle dış ticaret hacminin büyümesine, ekonomik imkanların daha iyi şartlarla değerlendirilmesine ortam sağlamıştır.
Özel Finans Kurumlarının Fon Toplama Ve Fon Kullandırmada Bankacılıktan İşleyiş Farkı
Bir getirinin faiz olabilmesi için kazancın önceden belli olması ve paranın karşılığında para kazanılması gerekir. Örneğin klasik bankalar belli bir faiz karşılığında mudilerden para toplamakta ve yine ilan edilen faiz oranlarında nakit kredi olarak ihtiyaç sahiplerine sunmaktadırlar. Kar payında ise halktan para toplanırken beli bir gelir taahhüdünde bulunmadığı gibi ana para garantisi dahi yoktur. Bu kurumların çok dikkatli ve emniyetli işler yapmaları paranın tek güvencesidir. Tasarruf sahibi bir kere bu riske girmektedir, ülkemiz uygulamasında ÖFK’ ların halkın parasını son derece dikkatli ve emniyetli değerlendirdiği görülmektedir. Emniyet prensibi ön planda tutulduğunda ÖFK’ lara parasını yatıran tasarruf sahipleri genel olarak nispeten düşük geliri ile yetinmektedirler. Bilindiği üzere ekonominin temel prensibi ” az risk az getiri, çok risk çok getiri” dir.
Özel Finans Kurumları’nın Faaliyetleri
1-Fon Toplama Faaliyetleri
Özel finans kurumları ” özel cari hesaplar” ve ”katılma hesapları” adı altında iki yöntemle fon toplayabilir.
Özel Cari Hesaplar
Türk Lirası ve yabancı para cinsinden nama yazılı olarak ”özel cari hesap cüzdanı” karşılığında açılabilen ve istenildiğinde kısmen veya tamamen her an geri çekilebilme özelliği taşıyan, karşılığında hesap sahibine anapara dışında faiz, kar, ve sair nam altında bir bedel ödenmeyen fonların oluşturduğu hesaplardır.Bankalarda açılan vadesiz mevduat hesaplarına paralel olarak düzenlenmiş olan özel cari hesapların vadesiz mevduatlardan tek farkı hesaplara bankalarda cüz’i de olsa faiz ödenirken, özel finans kurumlarında her ne nam altında olursa olsun bu hesaplara, mevzuat gereği, bir bedel ödenmemesidir. Özel cari hesaplar üzerine çek keşide edilebilir ve ayrıca gerçek kişiler tarafından açılan hesaplar, Özel Finans Kurumları Birliği bünyesinde kurulan Güvence Fonu kapsamındadırlar.
Katılma Hesapları
Türk lirası ve yabancı para cinsinden nama yazılı olarak ”kar ve zarara katılma hesabı cüzdanı” karşılığında yatırılan fonların, Özel Finans Kurumları’ nca kullandırılmasından doğacak kar veya zarar katılma sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş faiz, kar ve sair nam altında bir getiri ödenmeyen ve ana paranın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesaplardır. Katılma hesapları, bir ay, üç ay, altı ay, dokuz ay, bir yıl ve bir yıldan uzun vadeli olmak üzere beş vade grubu altında açılır. Katılma hesaplarının işletilmesinden doğan kar veya zarar her vade grubunun toplam katılma hesaplarının işletilmesini doğan kar veya zarar her vade grubunun toplam katılma hesapları içindeki birim hesap değeri üzerinden ağırlığı oranında, günlük veya haftalık olarak dağıtılır. Katılma hesaplarında toplanan fonların kullandırılması sonucunda zarar edilmesi halinde hesap sahiplerine hiçbir suretle kar payı dağıtılamaz. Ayrıca gerçek kişiler tarafından açılan hesaplar güvence fonu kapsamında bulunmaktadır.
2- Fon Kullandırma Faaliyetleri
A) Nakdi Krediler
a) Üretim Desteği : Özel Finans Kurumu ile fonu kullanacak işletmeler arasında akdedilecek sözleşme dahilinde, işletmenin ihtiyaç duyduğu gayrimenkulun, makine ve teçhizatın, ham veya mamul maddenin peşin bedelini Özel Finans Kurumu’ nca işletme adına satıcıya ödenmesi ve işletmenin vadeli olarak borçlandırılması işlemidir.
b) Bireysel Finansman Desteği : Ticari işlemlerin finansmanında kullanılmamak kaydıyla, bireysel ihtiyaçlar için, gerçek kişi alıcıların doğrudan satıcıdan aldıkları mal veya hizmet bedelinin, Özel Finans Kurumu tarafından alıcı adına satıcıya ödenmesi karşılığında, alıcının borçlandırılması işlemidir. Ticari işlerin finansmanda da rotası olan üretim desteği sisteminde olduğu gibi, bireysel finansmanda da kredi bedeli krediyi kullanana nakit olarak verilmez, alıcı yani krediyi kullanan tüketici adına satıcıya ödenir.
c) Kar – Zarar Ortaklığı Yatırımı: Fon kullanacak olan gerçek ve tüzel kişilerin tüm faaliyetlerinden veya belirli bir faaliyetinden veya belirli bir malın alım-satımından doğacak kar ve zarara katılmak üzere bu kişilere fon kullandırılması işlemidir. Kar – zarar ortaklığı yatırım yöntemi ile fon kullandırılmak için Özel Finans Kurumu’nun fon kullandırılacak gerçek ve tüzel kişilerle ” Kar – Zarar Ortaklığı Yatırım Sözleşmesi ” imzalanması gerekir. Bu sözleşme Özel Finans Kurumu ile gerçek ve tüzel kişiler arasındaki hukuki ve mali ilişkileri düzenler. Bu sözleşmede, projenin karlılığından bağımsız olarak Özel Finans Kurumu’na önceden belirlenmiş bir tutarda kar garanti edilmesine dair hükümler yer alamaz.
d)Finansal Kiralama (Leasing) : Taşınır ve taşınmaz malların 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümleri çerçevesinde, Özel Finans Kurumu tarafından temin edilerek kiraya verilmesidir. Özel Finans Kurumları yatırım bankalarında olduğu gibi, ayrı bir şirket kurmaksızın Finansal Kiralama işlemini yerine getirirler. Özel Finans Kurumları, finansal kiralama yöntemi ile uzun vadeli fon kullandırırlar ve ticari bankaların kısa vadeli kredi kullandırmayı tercih ettikleri dikkate alındığında, Özel Finans Kurumları’ nın bu konudaki eksikliği, finansal kiralama şirketleri ve yatırım bankaları ile birlikte giderdikleri görülür.
e) Mal Karşılığı Vesaikin Alım Satımı : Dış ticaret ve kambiyo mevzuatı çerçevesinde, Özel Finans Kurumu ile fon kullanan gerçek ve tüzel kişi arasında düzenlenen bir sözleşmeye istinaden, mal karşılığı vesaikin, Özel Finans Kurumu tarafından peşin satın alınması ve vadeli olarak fon kullanana daha yüksek bir fiyattan satılmasıdır. Bu yöntemde gerçekleştirilen finansmanda da bir malı temsil eden vesaikler karşılığında kredi kullandırılır.
B) Gayri Nakdi Krediler
Fon kullandırma anında TL veya döviz üzerinden ödeme yapılmasını gerektirmeyen ancak herhangi bir hususun Özel Finans Kurumu tarafından garanti edilmesidir. Özel Finans Kurumları nakdi kredilerin yanında müşterilerine gayri nakdi kredi hizmeti de sunarlar. Bu hizmetler;
a)Teminat Mektupları : Özel Finans Kurumları tarafından düzenlenen teminat mektupları gerek kamu gerekse özel sektör tarafından geçerli kabul edilir.
b) İthalat Akreditifleri
c) Aval Kabul Krediler
d)Harici Garantiler
Özel Finans Kurumları müşterileri lehine harici garanti vermek, müşterilerinin dış ticaret işlemlerine aracılık etmek ve bu bağlamda akreditif açmak gibi bankacılık hizmetlerini de gerçekleştirirler.
Özel Finans Kurumları İle Bankalar Arasındaki Farklar
1.Fon Toplamada Farklılıklar
Bankalar vadeli ve vadesiz TL ve Döviz cinsinden hesap açabilmektedirler.Bankalara mevduatını yatıran kişi vade sonu gelmeden ne kadar getiri sağlayacağını bilir.Ayrıca bankalardaki tasarruflar Mevduat Sigorta Fonu kapsamındadır.
Özel Finans Kurumları da vadeli(Katılma Hesapları) ve vadesiz(Özel Cari Hesaplar)TL ve döviz cinsinden hesap açabilmektedir.Fakat bankalardaki gibi mevduat sahibi vade sonu gelmeden elde edeceği getiriyi bilememektedir.Cari Hesaplarda biriken fonlara ise herhangi bir karşılık ödenmemektedir.Katılma hesapları ise her vade grubuna göre (1,3,6 ve 12 aylık) havuzlarda toplanmaktadır.Havuzlarda biriken fonlar Finans Kurumu tarafından işletilerek elde edilen kar,belli bir oranda mevduat sahibi ve kurum arasında paylaştırılmaktadır.Bankalardakinin aksine finans kurumlarında toplanan fonlar,Mevduat Sigorta Fonu kapsamında değildir.
Burada hemen Özel Finans Kurumlarının açıkladığı kar oranları ile banka faizleri arasında çok büyük fark olmaması nedeniyle kar payının faizden farklı olmadığı düşünülebilir.Fakat gerçekte bu doğru değildir.Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi bankalar vadeli hesap açan müşterilerine vade sonunda belirlenen oranda bir faizi garanti etmektedir. Yani banka zarar da etse kar da etse bu faizi ödeyecektir.Oysa Özel Finans Kurumlarında uygulanmakta olan “Kar ve Zarara Katılma Hesabı” yönteminde kurum ile müşteri arasında yapılan anlaşma gereği,yatırılan tutar üzerinden yapılacak işlemlerden elde edilen kar veya zarar üzerinde bir paylaşım söz konusudur.Yani kurum bu işlemlerden kar ederse bu karı müşterileri ile paylaşır.Zarar ederse yine bu zarara müşterileri ile birlikte katlanır.
Buna rağmen Özel Finans Kurumlarının açıkladıkları hesap özetlerinde katılma hesaplarının zarar ettiği görülmeyecektir. Bunun sebebi ise kurumların binlerce müşteriden topladığı fonlarla bir havuz oluşturmaları ve teminatlı bir şekilde onlarca yatırımcıya fon olarak kullandırmalarıdır. Fon kullandırılan müşterilerden bazen birkaç tanesi zarar etmektedir. Fakat bu zarar diğer fon müşterilerinden elde edilen karlar içinde erir.Böylece büyük olasılıkla havuzlarda biriken fonlar kar edecektir.
Faiz ve kar paylarının paralel gerçekleşmesinin diğer bir sebebi ise,faiz oranlarının piyasa koşullarında belirlenmesidir.Bu oranların oluşmasında en büyük etkiyi fiyat artışları yapar.Yani faiz ile piyasa koşulları sıkı bir ilişki içindedir.Diğer taraftan taksitli yapılan satışlarda enflasyon ve faiz oranlarına göre vade farkı belirlenmektedir.Bu çerçevede Özel Finans Kurumları da bir nevi ticaret yapmaktadırlar.Yani müşterinin satın almak istediği bir malı peşin alarak daha yüksek bir fiyattan vadeli olarak satmaktadırlar.Bunun sonucunda elde edilen kar ile faiz arasında doğal olarak büyük fark oluşmayacaktır.
2.Fon Kullandırmada Farklılıklar
- Bilindiği gibi bankalar topladıkları fonları nakit kredi kullandırarak plase ederler.
- Özel Finans Kurumları ise bankalar gibi topladıkları fonları nakit kredi olarak kullandıramazlar. Özel Finans Kurumları ancak mal alım satımı yaparak topladığı fonları plase edebilirler. Yani müşteri,almak istediği malın kurum tarafından peşin alınıp kendisine vadeli olarak satılmasını ister.
Bunun yanında ;
- Özel Finans Kurumları Kar ve Zarara Yatırım Ortaklığı(Mudaraba) ,Emek-Sermaye Ortaklığı(Muşaraka)gibi fon kullandırım enstrümanlarını da kullanmaktadırlar.Bu enstrümanlarla yapılan plasmanlar doğrudan doğruya ekonomiye kanalize edilmektedir.Plasmanların toplanan fonlara oranı özel finans kurumlarında %90 (blokaj kısmı hariç) civarında iken bankalarda %50 civarındadır.
- Bankalar doğrudan Finansal Kiralama işlemleri yapamazken Özel Finans Kurumları fonlarını bu yolla plase edebilirler.
Mevduat sahipleri ile finansman ihtiyacı içindeki müteşebbisler arasında aracılık yapan bankaların ana geliri bu kredi ticaretinden elde edilir.Bu ticarette,kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki fark bankaların karını teşkil eder.Küçük tasarrufların toplanarak ekonomiye kanalize edilmesi ekonomik kalkınma için önemli bir hizmet teşkil eder.Ancak bu hizmette bankaların fonksiyonu sadece paranın sirkülasyonunu sağlamaktır.Oysa paranın tek başına hareketi ekonomi için bir anlam ifade etmez.
- Bankalar,para piyasasına girerek,bu piyasa içinde paranın sirkülasyonunu sağlarlar.Ancak para,bu piyasadan çıkıp mal piyasasına girmediği takdirde onun ekonomiye,yani tarım,sanayi,ticaret ve hizmet sektörlerine bir faydası yoktur.
- Özel Finans Kurumları ise mal ticareti yapmaktadırlar.Çünkü ekonomik faaliyetlerin esası mal mübadelesine dayanır.Malın piyasadaki hareketleri ekonomiyi canlandırır.ÖFK,bankalar gibi müşterilerine kredi vermez.Çünkü bu kredinin ekonomide kullanılmama ihtimali vardır.Ekonomide kullanılmayan kredinin ise,onun ticaretini yapan birkaç kişiden başkasına faydası yoktur.Bu sebeple ÖFK,kredi vermek yerine bu kredi ile hangi sınai veya ticari faaliyette bulunulacak ise,parayı doğrudan o faaliyete kanalize eder.
Faizsiz finans kurumlarının sundukları hizmetler
- Faize bağlı olmaksızın kredi ve ödünç verme ,
- Altın külçe alım ve satımı ,
- Peşin döviz alım ve satımı ,
- Kredi mektubu ,
- Garantiler ,
- Faize bağlı olmaksızın, önceden belirlenmiş bir ticari getiri çerçevesinde, garanti karşılığında finansman bonoları şeklinde, kısa vadeli finansman sağlama ,
- Komisyon karşılığında tüm menkul kıymetleri toplama ve değerlendirme hizmetleri ,
- Faizli olmamak koşuluyla tüm menkul kıymetlerin (hisse senedi, yatırım sertifikası, finansal kağıt ve tahvil gibi) alım – satımı ,
- Belirli amaçlar (ticaret, tarım, sanayi gayri menkul gibi) için özel fonlar kurma ve yönetme ,
- Mudaraba esasına göre finansman sunma ,
- Müşaraka esasına göre finansman sunma ,
- Azalan katılım prensibine göre finansman sunma ,
- Özel yatırım hesapları hizmetleri, bankalarla birlikte doğrudan yatırım,
- Finansal kiralama hizmetleri,
- Gayri menkul alım ve satımı,
- Finansal acenta hizmetleri,
- Üçüncü şahıslar için önceden kararlaştırılmış kar prensibine göre alım ve satım hizmetleri (murabaha) ,
- Açıkları kapatmak amacıyla özel fonlar oluşturma,
- Projelerin fizibilite çalışmaları için teknik, ekonomik, finansal, yönetim ve pazarlama danışmanlığı sunma.
Bunun yanında, faizsiz finansal kurumlar/bankalar bir dizi fonksiyon daha görmektedir. Bunlar arasında özellikle önemli olanlar şunlardır:
- Firmalar adına değişik tür projeler geliştirme ve finansmanını sağlama,
- Risk sermayesi prensibi esasına göre finansman imkanı sunma,
- Değişik sektörlere yatırım teşvikleri sunma,
- Sektöre uygun prensipler çerçevesinde finansal kaynakları ulusal ve uluslar arası piyasalara yöneltme.
Her faizsiz finans kurumunun tüm bu fonksiyonları ya da hizmetleri sunması beklenmemelidir.
Her banka faaliyette bulunduğu ekonomik ve finansal çevreyi dikkate alarak, kendisi için en uygun fonksiyonel yapıyı seçer. Genel bir prensip olarak, faizsiz finans kurumlarının, vizyonuna uygun düşen teknikler çerçevesinde tüm bankacılık, ticari ve finansal yatırım hizmetlerini sunabileceği ifade edilebilir.
Sonuç olarak global faizsiz finansal aracılık sürecinde ve bankacılıkta temel olarak beş ekonomi ve finans aracı bulunur. Dolayısıyla potansiyel faizsiz finansal ürün ve hizmet portföyü bu beş faktörün farklı kombinasyonlarına bağlı olarak önemli ölçüde artma eğilimi taşır.
- Faizin ortadan kaldırılması,
- Ekonomik iş birliği içinde emek ve sermaye arasında kar paylaşımı sağlanması,
- Ortak girişimler, sermaye paylaşımında prensiplerde anlaşmazlıklar,
- Yardımlaşma çalışmaları,
- Kaynakların tüketilmesini önleme.