Küresel emlak sektörünün en önemli şirketlerinden Knight Frank, küresel konut fiyatları endeksini yayınladı. Endekste; geçen yıldan bu yıla konut fiyatlarının dünyada nasıl değiştiği gösteriliyor. Knight Frank endeksine göre; bu süreçte en fazla konut fiyatı artışı yüzde 18,6’lık yükselişle Türkiye’de yaşandı. Türkiye’den sonra en fazla konut fiyatı artışının yaşandığı ülke ise İrlanda oldu. İrlanda’da bu yıl konut fiyatları yüzde 16,8 artış gösterdi. İrlanda’dan sonraki ülke ise yüzde 11’lik artışla Estonya oldu.
Yine gayrimenkul yatırımlarının durumu konusunda Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı
(GYO) tarafından hazırlanan
“Gayrimenkul ve Konut Sektörüne Bakış” adlı raporda; Türkiye genelinde yaşanan konut fiyat artışlarının balon oluşturmaktan uzak olduğu, artışın özel durumlardan kaynaklandığı bildirildi. Türkiye ekonomisinin, olası dış dalgalanmalardan kendisini korumak için 2013 yılından itibaren önlemler almaya başladığı anımsatılan raporda, bu önlemler sayesinde cari açık ve döviz kırılganlığının aşılmaya çalışıldığı aktarıldı.
Zamanında alınan önlemlerin varlık fiyatları, özellikle de konut üzerine pozitif etkileri olduğu dile getirilen raporda; 2014 yılının son çeyreğinde ise küresel ekonomide emtia fiyatları ile ilgili önemli gelişmelerin yaşandığı belirtilirken, yıllık bir milyon konut el değiştirdi.
Raporda; Türkiye’de konut arzı ile talebin yavaş yavaş daha stabil bir hal almaya başladığı, yıllık ortalama bir milyon konutun el değiştirdiği ve 600 bin konut ihtiyacının da sürdüğü belirtildi. Türkiye genelinde konut fiyatları endeksi Mayıs sonu itibarıyla yıllık yüzde 18,6 artarken, en yüksek yıllık değişimin gerçekleştiği il olan İstanbul’daki artış ise yüzde 29.08’i buldu.
Türkiye, kişi başına düşen 0,8 oda ile en risksiz ülke“. Bu da büyük inşaat devlerinin Türkiye’yi pazar olarak görmesini sağlamaktadır. Ayrıca yerli üretici inşaat firmaları da bu pastadan pay kapmak için ciddi projelere imza atmaya devam etmektedir.
Türk konut sektöründe orta ve orta alt gelir grubuna ait konut ihtiyacının oldukça yoğun olarak sürmekte. Orta üst ve lüks segmentte ise talebin orta alt segmente göre biraz yavaşladığı söylenebilir. Görünen o ki; Türk inşaat ve konut sektörü, büyüyen Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya devam edecektir.
Bu hususta Alman Deutsche Bank’ın Mayıs 2014’de, küresel konut fiyatlarını ve bunlarla ilgili trendleri incelediği raporunda, Tük konut sektöründe balon olup olmadığına yönelik araştırmada; incelenen ülkelerde kişi başına düşen oda sayısı baz alınarak yapılan değerlendirmede, Kanada kişi başına düşen 2,6 oda sayısı ile en faza balon riski barındıran ülke konumundayken, Türkiye kişi başına düşen 0,8 oda ile ‘en risksiz ülke‘ olarak görülmektedir.
Konut satışları ülke tarihinde rekor kırıyor ve üçüncü yıldır bir milyonun üzerinde konut satışı yapılmıştır. Buna rağmen konut fiyatları arttıkça artarak yatırımcıya para kazandırmaya devam ediyor. Görülen o ki; alanın kârlı çıktığı, kârlı çıkanların görülmesi üzerine yeni alıcıların geldiği, kendi kendini besleyen bir süreç yaşanıyor.
İstanbul’da konutların yaklaşık beşte biri satılıyor. Yine İstanbul’da sermaye piyasası yatırımlarının üçte biri yapılıyor. Yüzde 29’luk ortalama bir getiriyi yakalayan finansal yatırım aracı maalesef yok. Bu da önümüzdeki dönemde Türkiye’nin yabancı ve yerli yatırımcıların konutta cazibe merkezi haline geleceğinin işaretidir.
Görünen o ki; önümüzdeki birkaç yıl, İstanbul gibi metropollerde en karlı yatırım gayrimenkul alımı olacaktır.
Nevzat Erdağ Vergi, Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Uzmanı
