Günümüz hukuki ihtilafların giderek çeşitlenen karmaşık ve çözüm için teknik bilgi gerektiren yapısı, bilirkişilik kurumunun yargı faaliyetleri içindeki rolü ve önemini daha da artırmaktadır. İyi işleyen bir bilirkişilik kurumu, yargı sisteminin etkin ve hızlı işleyişinde belirleyici olmakta, aksi durum sadece yargılamaların uzaması sonucunu doğurmakla kalmayıp, adalet beklentisi içinde bulunan kişilerin hak kayıplarına da neden olmaktadır.
Yargılama sürecinde özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda hâkim tarafından bilgi ve görüşüne başvurulan uzman kişiye “bilirkişi” denilmektedir. Muhakeme usulünde bilirkişi incelemesine, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenemeyen, bilimsel ve teknik bilgi gerektiren konularda müracaat edilmesi gerekliliğine işaret edilmektedir. Muhakeme usulünü düzenleyen kanunlarda istisnasız biçimde düzenlenen bilirkişi incelemesi, uygulamada oldukça sık başvurulan bir delil değerlendirme vasıtasıdır.
Mevcut usul kanunlarına göre bilirkişiler, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonlarınca oluşturulan listelerde yer alan serbest bilirkişiler arasından seçilmekte, bu listelerde istenilen uzmanlık alanında bilirkişinin bulunmaması halinde, gerekçesi belirtilmek suretiyle liste dışından da bilirkişi görevlendirilebilmektedir.
Bununla birlikte, mevcut liste uygulamasının bilirkişilik kurumunun beklentileri tam olarak karşılayamadığı, yargılama faaliyetlerinin uzamasına neden olacak şekilde mağduriyet ve şikayetlere konu olabildiği genel kabul gören bir eleştiridir.
Uygulamada bilirkişiliğin bir meslek haline dönüştüğü, hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bile sıklıkla bilirkişi görevlendirildiği ve bilirkişinin adeta hakimin yerine geçerek yargı yetkisini kullandığı, bu çerçevede ifade edilen eleştiriler arasındadır.
Söz konusu eleştiriler, Anayasanın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde güvence altına alınan “Adil Yargılanma Hakkı” ’nın tesisi bakımından da dikkate alınmak durumundadır. Diğer yandan, bilirkişilik alanında yaşanan sorunlar ile çözüm önerileri, geçmiş tarihlerde farklı kurumlar tarafından hazırlanan çeşitli rapor ve belgelere konu olmuştur.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporlarında, Adalet Bakanlığı “Bilirkişilik” konulu inceleme raporunda da, mevcut bilirkişilik sisteminin aksayan yönleri ile çözüm önerileri ortaya konulmuştur. Her iki raporda da bilirkişilik alanında yaşanan sorunların; bilirkişilerin eğitimi, denetimi ve seçimi gibi konularda kurumsal yapı eksikliğinden kaynaklandığı vurgulanmıştır.
2014 – 2018 yılları arasını kapsayan Onuncu Kalkınma Planında ise; yargılama sürecinin hızlandırılması, yargıya ulaşılabilirliğin arttırılması amacıyla bilirkişilik mekanizmasının geliştirilmesi ve bilirkişilik kurumunun gözden geçirilerek, etkin işleyen bir sistem oluşturulması hedefine yer verilmiştir.
Adalet Bakanlığı ile Avrupa Birliği arasında 2013 ile 2015 yılları arasında yürütülen, “Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi Eşleştirme Projesi” sonucunda, bu alanda yaşanan sorunların çözümü için;
Bilirkişilerin sertifikasyonu, eğitimi, denetimi ve performans ölçümlerinin yapılması, bilirkişilere yönelik düzenleyici ve denetleyici kurallar belirlenmesi ve uygulanması amacıyla, kamusal yetkilerle donatılmış bir idari üst kurulun oluşturulması ihtiyacı vurgulanmıştır.
17.04.2015 tarihinde kamuoyuna duyurulan Yargı Reformu Stratejisi belgesinde, bilirkişilik müessesesinin gözden geçirilerek, kurumsal olarak yeniden yapılandırılmasına, bir hedef olarak yer verilmiştir. Bu hedefe ulaşılmasında; bilirkişi listesi veya sicili oluşturulurken akreditasyon ve sertifikasyon sürecini yönetecek bir yapı kurulması, etkin bir denetim sistemi oluşturulması, bilirkişi seçiminin mesleki yetkinliği sağlayacak ölçütlere bağlanması ve kalite standartlarının oluşturulması önemli birer strateji olarak benimsenmiştir.
Bilirkişilik uygulamalarındaki sorunların çözümü ve etkin işleyen bir sistemin kurulabilmesi için;
- Bilirkişilik hizmetlerinde temel ve alt uzmanlık alanlarını belirleyerek,
- Bilirkişilerin uymaları gereken etik kuralları belirleyecek,
- Temel usul hükümleri ile rapor yazım teknikleri gibi bilirkişi yeterliliğine ilişkin hususlarda verilecek eğitimler ve yapılacak sınavların esas ve usullerini düzenleyecek,
Bilirkişi listelerinin oluşturulmasından denetimlerine kadar bütün bir süreç üzerinde düzenleyici bir rol üstlenecek ve müstakilen bu alanda faaliyet gösterecek bir kurumsal yapının oluşturulması
amacı ile yeni bilirkişilik kanunu oluşturulmuştur.
Kural ve ilke koymak üzere merkezde ilgili kurumların temsilcilerinin yer aldığı bir Bilirkişilik Üst Kurulu ve uygulayıcı birim olarak da Bilirkişilik Bölge Kurulları oluşturulmak suretiyle, bilirkişilik konusunda sorunların çözümlenmesi için kurumsal bir yapı oluşturulması amacıyla hazırlanan kanun tasarısı mecliste görüşülmeye başlandı ve muhtemelen bu hafta yasallaşarak uygulamaya girecektir.