Öncelikle şunu söylemeliyim ki asgari ücretteki artış işçisinden işverenine, gencinden yaşlısına, esnafından part-time çalışan taksicisine kadar herkesi etkileyecektir. Etkilerin kimisi yük getirirken, kimisi de avantaj sağlayacaktır.
Ben de bu yazımda, asgari ücret artışının avantaj ve dezavantajlarını kısaca sizlerle paylaşacağım.
Asgari Ücret Artışından Kimler Olumsuz Etkilenecek ?
2015 yılında asgari ücretli bir çalışanın “Asgari Geçim İndirimi” dikkate alınmadan hesaplanan aylık toplam maliyeti yaklaşık 1.560 TL’dir. 2016 yılında asgari ücret net tutarının 1.300 TL yapılması durumunda; işverene toplam maliyet yaklaşık 2.016 TL olup, yaklaşık 456 TL ek maliyet getireceği anlamına gelecektir. İşveren aşağıdaki kalemlerde daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacaktır: İşçi, işveren ve Bağ-Kur’luların yanı sıra, Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödeyenler, isteğe bağlı sigortalılar, ayda 30 günden az çalıştıkları için eksik günlerinin primini kendileri ödemek zorunda kalanlar daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacaklardır.
Yurt dışındaki Türk vatandaşı işçilere, çalışmadıkları süreler için borçlanarak emeklilik hakkı sağlanıyor. Bunun için 7.200 gün prim ödemesi gerekiyor. Primler, asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında belirleyebildikleri kazanç üzerinden hesaplanarak ödeniyor. Asgari ücretin artışı ile bu borçlanarak ödeme tutarını ciddi artıracaktır.
En çok borçlanma; er ve erbaş olarak ya da yedek subay okulunda geçen askerlik süreleri için yapılıyor. Bir yıllık askerlik borçlanması için, 1 Ocak 2016 tarihinden sonra 6.320 TL ödenmesi gerekecektir. Yeni yılda yapılması gereken fazladan ödeme 1.430 TL olacaktır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 maddesinde düzenlenen idari para ceza miktarları asgari ücret tutarları üzerinden hesaplanmaktadır. Asgari ücretin 1.300 TL olması halinde, en düşüğü 127 TL olan idari para cezaları 182 TL’ye, en yükseği 15.282 TL olan idari para cezaları da 21.820 TL’ye yükselecektir.
Peki, Asgari Ücret Artışından Kimler Olumlu Etkilenecek ? Asgari ücretin artması ile birlikte; asgari geçim indirimi, işsizlik maaşı, isteğe bağlı sigorta ödemesi, yemek muafiyeti, kapıcı maaşları, çocuk yardımı, aile yardımı, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde devlet yardımı, aday çırak, çırak ve öğrencilere ödenecek ücretler, stajyer ücretleri artacaktır.
İşsizlik maaşı hesaplamasında, asgari ücret sınır kabul edildiğinden, asgari ücret artışı işsizlik maaşını da artıracaktır. En düşük işsizlik maaşı, brüt asgari ücretin % 40’ı, en yükseği de % 80’i üzerinden hesaplanmaktadır. Asgari ücretin net 1.300 TL’ye yükselmesi durumunda; 2015 yılında en düşük aylık 509 TL iken, yaklaşık 727 TL’ye çıkacak, en yüksek aylık ise 1.019 TL’den yaklaşık 1.454 TL’ye yükselecektir.
Evde bakım için; halen hane içinde kişi başına gelirin 667 TL’nin altında olması gerekiyor. 1 Ocak sonrası ise 867 TL’nin altında olması yeterli olacaktır. Kişi başına geliri 670 – 850 TL arasında çıktığı için başvurusu reddedilenler yeniden başvurabilecektir. 65 yaş aylığı bağlanabilmesi için ise; halen kişi başına gelirin 333 liranın altında olması gerekirken, 1 Ocak’tan itibaren 433 liranın altında olması yeterli kabul edilecektir.
İşverenin asgari ücretle sınırlanarak gider yazdığı Hayat Sigortası Primleri, Diğer Şahıs Sigortası Primleri ve işveren tarafından ödenen BES Katkı Paylarında doğrudan gider kaydedilecek tutar; 2015 yılında 14.850 TL iken, net asgari ücret tutarının 1.300 TL olması halinde yaklaşık 22.280 TL’ye çıkacaktır.
Tüm Bunlardan Sonra, Bana Göre Durumu Değerlendirecek Olursam; Bir iş yerinde, işçiye yapılan asgari ücret artışı işçilik maliyetini artırır. İşçilik maliyetinin artması, işletmede kullanılan girdilerin maliyetini de zincirleme olarak artıracaktır. Asgari ücret artışıyla birlikte, işçilik maliyetlerinde oluşacak artış, personel bütçelerini büyütecektir. Bunun sonucunda işletmeler personel çıkarma ya da kapasite azaltma gibi yollara girebilir. Bu düşünceleri son zamanlarda birçok kişi dile getirmektedir. Tüm bu olumsuz etkenlerin oluşmamasının yolu; asgari ücret artış maliyetinin bir kısmının işverenin sırtından alınarak devlet tarafından paylaşılmasıdır. Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz haftalarda bir araya geldiği emek ve iş dünyasının temsilcilerine; asgari ücret üzerindeki vergi yükünün aşağı çekilmesi için çalışma yaptıklarını söyledi. Bu da devletin asgari ücret maliyetini tamamen işverene yüklemeyeceği, devletçe paylaşılacağı anlamına gelir ki; bu işçiyi de işvereni de mutlu edecek bir durumdur. Diğer taraftan asgari ücrete zam, sadece asgari ücret alanların ücretlerinde artış sağlamayacak, ekonomide genel olarak tüm ücretlerde aynı ölçüde olmasa da iyileşmenin kapısını açacaktır. Yani ücretli çalışanın az da olsa, harcama imkânlarını artıracaktır. Bu açıdan da asgari ücret artışı çok önemlidir. Son söz olarak diyebiliriz ki; asgari ücret artışı çalışanlara iyilik getirecektir.
Benzer Yazılar