Son zamanlarda ne sosyal medyada, ne de meslektaş toplantılarımızda gündemimizde;
- “Türkiye’nin kalkınması için neler yapabiliriz?”
- “2023 Vizyonuna Mali Müşavirler olarak nasıl katkıda bulunabiliriz?”
- “Ülkemizin kanayan yarası; kayıt dışının engellenmesi için Maliye Bakanlığıyla hangi çalışmaları birlikte yapabiliriz?”
Konuları konuşulmuyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı 24.08.2017 tarihinde internet sitesinde bir duyuru yayınladı.
Gelir İdaresi’nin sitesinden aktarayım: “01.10.2017 tarihinde uygulamaya konulacak olan (Eylül 2017 vergilendirme dönemi için) KDV 1 beyannamesi yeni versiyonuna aşağıdaki belge türleri eklenerek, teslim edilen mal ve hizmetler için düzenlenen belge sayıları istenecektir. Mükelleflerimizin hazırlıklarını buna göre yapmaları gerekmektedir.” Yukarıda Gelir İdaresi sitesindeki duyuruyu yazdım. Bu duyuru basit bir uygulama değil, meslektaşı rahatsız eden ve hemen de kendisine “belge sayıcılık” diye isim bulan bir uygulama. Katma Değer Vergisi Beyannameleri ekinde, belge sayısı isteme girişimi daha önce de iki kez yapılmış, gelen tepkiler ve uygulama zorluğu göz önüne alınarak ertelenmişti.
• e- Fatura,
• e -Arşiv Fatura,
• e-Bilet,
• Perakende Satış Fişi,
• Serbest Meslek Makbuzu,
• İrsaliyeli Fatura,
• Özel Fatura,
• Dip Koçanlı Yolcu Taşıma Bileti,
• Kıymetli Maden Satım Belgesi,
• Döviz ve Maden Satım Belgesi,
• Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesi
• Noter Makbuzu
• Döner Sermaye Alındı Belgesi
• Dip Koçanlı Olmayan Yolcu Taşıma Biletleri
• Tahsilat Alındı Belgesi (Kamu Kurumları/Belediyeler)
Bu uygulama ile alakalı hukuki birçok şey söyleyebiliriz, ama fazla uzatmadan sadece şunu söylemek yerlidir: Katma Değer Vergisi Kanunu’muzun Beyannamelerin Şekil Ve Muhtevası bölümünde; “Madde 42 – Katma Değer Vergisi beyannamelerinin şekil ve muhtevası ile gümrük giriş beyannamelerinde Katma Değer Vergisine ilişkin olarak yer alacak bilgiler Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit ve tanzim olunur.” demektedir. Yukarıda aynen alıntı yaptığım Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi, beyannamenin şeklini ve içereceği bilgileri düzenleme yetkisini Maliye Bakanlığı’na vermiş iken, İdarece hukuk kuralları içerisinde bu yetkinin “duyuru” ve yeni “kulakçık” açma şeklinde kullanılması mümkün değildir. Bu yetki, ancak ve ancak Genel Tebliğ yayımlamak yöntemiyle kullanılabilir.
Öte yandan, kamu otoritesini elinde bulunduran Maliye Bakanlığı, istenen belgelerin sayısını başka yöntemlerle de kolaylıkla tespit edebilir. Ancak, ne yazık ki; yine en kolay ve en ucuz yol tercih edilmiş, “Belge sayıcılığı” fonksiyonu da meslek mensuplarına yüklenmiştir.
Belge sayısını bilmenin, istatistiki bilgi dışında hiçbir faydası olmayacaktır. Bunun; kayıt dışılığı azaltacağı düşüncesi doğru olmayan bir düşüncedir. Belge sayısının Maliye İdaresi tarafından bilinmesi ile kayıt dışılık arasında mantıklı hiçbir ilişki yoktur. Fakat basit gibi görünen, beyannameye eklenen bir kulakçıkla “belge sayısını girin” emri birçok sakınca ve sorunu beraberinde getirecektir.
Bugün Türkiye’de Mali Müşavirlerin, Maliye’nin üzerindeki birçok yükü aldığını, Vergi Dairelerinde çalışan memurların iş yükünün ne kadar azaldığını herhangi bir Vergi Dairesine giderseniz görebilirsiniz. Tüm Türkiye’de İdarenin ücretsiz elemanı gibi çalışan, bundan da rahatsız olmayan Mali Müşavirlerin tonlarca sorununa çözüm olabilecek çalışmalar yapmak yerine, Gelir İdaresinin Mali Müşavirlere “fatura sayıcılık” gibi, bu yıl yüklenen yeni bir angarya oluşturmasını anlamlı bulmak mümkün değil. Biz Mali Müşavirler, ülkemizin dirlik ve birliği, müreffeh liginin artması, 2023 hedeflerine ulaşması için elimizden ne gelirse, ülkesini seven insanlar olarak gönüllü yapan, bundan sonra da yapacak Maliyenin gönüllü elemanları iken;
Bunları daha çoğaltabilirim, fakat uzatmak istemiyorum. Şunu söylemek istiyorum, bu sözüme sanırım bu ülkedeki Mali Müşavir meslektaşlarımın çoğu katılacaktır: Biz Türkiye’mizi seviyoruz, onun her karış toprağına çekinmeden canımızı veririz, bu ülke için bu ülkenin faydasına her şeyi yaparız. Ama şunun unutulmaması gerekir; “bize rağmen mantığı” ile değil, “bizimle beraber” sorunlara çözüm üretilmeli angaryalarla bizlerin boğulmaması gerekir.
Ayrıca bu yöntem üzerinden tüm beyannameler gelir idaresi sisteminde oluşturulabilir. Bu şekilde müşavirler sadece beyannamelerin kontrolü yapar tüm girilen veriler gelir idaresi sisteminde olacağı için firma analizleri risk analiz yöntemiyle çok kolay kontrol edilebilir. Belge sayısı gibi birçok teknik veriye idare kolayca ulaşabilir.