15 Temmuz akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu FETÖ’cü terörist hainlerin girişimleri bütün yurt genelinde, tek vücut olan Türk halkının ve kahraman güvenlik güçlerimizin çabaları ile tam anlamıyla bastırılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlik ve kurumlarının tamamında mutlak kontrolü sağlamıştır.
15 Temmuz saldırılarını, eğer biz sadece bir FETÖ planı olarak görürsek, çok yanılırız. Dikkat ediniz! Ordu içindeki kanlı darbe terörünü icra ederlerken, arkasındaki güçler, bu darbecileri açıkça savunan, kollayan, koruyan açıklamalar yaptı.
Vatana sahip çıkmak makalemde dediğim gibi; “…arka planında Türkiye’yi eski gözlüklerle görmeyi arzulayan, Türkiye’nin ekonomik olarak güçsüz, NATO üyesi olmaktan başka bir özelliği olmayan bir ülke olduğu günleri özleyenlerin olduğunu görmek çokta zor değil. Ekonomik bağımlılıktan kurtulan, yatırımları, sanayisi her geçen gün biraz daha gelişen, savunma sanayi güçlenen bir Türkiye’den korkuyorlar.”
Dünyadaki olmuş darbelere veya girişimlere bakın; ekonomisi Türkiye kadar hızlı toparlanan başka bir ülke olmadığını göreceksiniz.
Bunun sebebi; 15 Temmuz darbe girişimine Türk milletinin meydanlarda gösterdiği milli duruşu, iş dünyası da gösterdi. İş dünyasının en büyük örgütünden en küçüğüne kadar, oda ve borsaların, ihracatçı birliklerinin, şirketlerin yanında Merkez Bankası ve Ekonomi Bakanlığının hemen müdahalesi, darbeye karşı dik duruşudur.
Türkiye’nin katma değer üreten, savunma sanayisini, enerji sanayisini, teknolojisini daha yukarı çeken, ithalata daha az bağlı ve kendi markalarını daha fazla çıkaran bir ekonomi haline gelmesi dikkatleri üzerimize çekti.
S&P, bugünkü takvim dışı değerlendirmesinde “BB+” olan Türkiye’nin notunu bir kademe daha düşürerek “BB”ye indirdi, görünümü ise “negatif” olarak değerlendirdi. Hazine ile anlaşması olan diğer iki büyük uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings ve Moody’s ise Türkiye’yi “yatırım yapılabilir” seviyede değerlendirdiğini açıkladı.
Bu ülke 2023 hedeflerini açıklayan Cumhurbaşkanımız önderliğinde, hükümetimiz ve milletimiz sayesinde ekonomik devrim yapıyor ve yapmaya devam ediyor.
Amacı; Türkiye’nin esasen dünya ekonomisinde belirgin olması, dünya ekonomisinde üretilen katma değerden daha fazla pay alması ve ilk 10 büyük ekonomi arasına girmesini sağlamak. Türkiye’nin operasyonlara maruz kalmasının aslında arkasındaki sebep budur. Bu süreç darbeci kuklaların girişimi ile taçlandı. Bu operasyonlar sadece 15 Temmuzda olmadı ki, hepimiz biliyoruz ki, Gezi sürecinde başlayıp, 17-25 Aralık, PKK ve DEAŞ terörünü de kapsayan bir dönemdir, devam ediyor. Dolayısıyla bu finalle birlikte, yabancıların belirttiği riskler büyük ölçüde Türk devleti ve milleti tarafından ortadan kaldırılmış olacak. Türkiye, Batı ülkeleri de dahil olmak üzere, bütün ülkelerden daha güvenli olma yolunda ilerleme adına hızlı adımlar atacaktır. Demokratikleşme reformlarını çok hızlı yapacak. Makro ekonomik iyileştirmeleri çok daha hızlı yapıp, bütün dünya kamuoyuna Türkiye ekonomisinin ne kadar güvenli olduğunu, somut ekonomik verilerle gösterecektir. Bu konuda tüm dünyanın ikna olduğunu, bugün riskli ülke gibi gören derecelendirme kurumları da çok yakında görecek. Ekonomimizi çok daha hızlı şekilde toparlayacağız. Kısa sürede yatırım teşvikte ve desteklerde önemli kararları alıp, enerji, savunma, yatırım alanlarında başlanan kalkınmayı devam ettirmek zorundayız. Artık bu noktadan sonra her vatandaşa görev düşmektedir. Çünkü an birlik ve beraberlik, yeniden ayağa kalkma anıdır. Biz bir olursak, her ne iş yapıyorsak, en iyi şekilde yapmaya çalışırsak, inanıyorum ki; bunu başarıp darbelere, kumpaslara sebep olan 2023 hedeflerine ulaşacağız.
Benzer Yazılar