Şirket ortaklarının, ortağı oldukları kendi şirketlerinden SSK’lı olarak bildirilmeleri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 53. maddesi ile; “… kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” tanımlaması ile yasaklanmıştır. Şirketin ortağı veya sahibi olan kişiler kendi şirketlerinde SSK’lı olarak gösterilemiyorlar. Ayrıca, şirket sahibi veya ortağı oldukları gün itibarıyla Bağ-Kur’a prim ödemeleri zorunluluğu başlıyor ve SSK’lıklarının sonlanması gerekiyor.
Bir kişinin hem hizmet akdine tabi olarak çalışması, yani 4/1-a (SSK) sigortalılığı, hem de bağımsız çalışmasından dolayı 4/1-b (Bağ-Kur) sigortalılığı kapsamında çalışması aynı anda söz konusu ise, 01.03.2011 tarihinden önce “Önce başlayan sigortalılığın kesintiye uğrayıncaya kadar devam edeceği“, 01.03.2011 tarihinden sonraki zaman diliminde ise 4/1-a sigortalılığın geçerli sayılacağı kuralı uygulanmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca; şirket sahibi ve ya ortağını kendi şirketinde SSK’lı olarak göstermek mümkün değil. Ancak, bu tarihten önce kendi şirketinde SSK’lı olarak gösterilenler için kazanılmış haklar korunuyor. Yani, 1 Ekim 2008 öncesinde kendi şirketinde SSK’lı olarak çalışan kişiler, bu tarihten sonra da SSK’lı olarak gösterilmeye devam edebiliyor. Buradaki tek şart; prim ödemenin hiçbir şekilde kesintiye uğramaması. Eğer bir ay prim ödenmezse, kişi kendi şirketinde SSK’lı olarak gösterilme hakkını kaybetmiş oluyor ve bir daha SSK’lı olarak gösterilemiyor. Ancak prim ödemesinde herhangi bir kesinti olmaz ise, kendi şirketinde SSK’lı olarak gösterilmeye devam edebiliyor.
Buradan da anlaşılacağı üzere; bu koşulların hepsi de “Gerek şart” olup, sağlanmamaları halinde SGK’ca 4/1-a sigortalılığının yok sayılacağı açık bulunmaktadır. Bahse konu istisnai hak 01.10.2008 tarihinden sonraki sürede (limitet olsun, anonim olsun), ortağı olduğu bir şirketten yine ortağı olduğu diğer bir şirkete geçip, oradan SSK sigortalısı olarak bildirilmeye başlayanlar için özelliğini kaybetmiş addedilmekte ve ortağı olduğu şirketten artık SSK’lı olarak bildirilme imkanı kalmamaktadır.
Limitet şirketlerini, anonim şirkete dönüşmeye özendiren 6102 sayılı yeni Ticaret Kanunumuz, bu konuda da sigortalılara yeni fırsatlar sunmaktadır. Zira 5510 sayılı kanuna göre; diğer şirket türlerinden farklı olarak, anonim şirket ortakları direkt zorunlu Bağ-Kur (4/1-b) sigortalısı sayılmamakta, ancak aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesi olmaları halinde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmaktadırlar. Özellikle uzun yıllar SSK sigortalısı olarak yüksek ücretle çalışmış sigortalıların, sonradan şirket ortağı olarak Bağ-Kur emekliliğinden kendilerini kurtarmaları yönünde, bu durum bir fırsat oluşturmaktadır. Zira 4/1-b sigortalılığından (Bağ-Kur sigortalılığından) emeklilik halinde 01.10.2008 tarihine kadar geçmiş yüksek prim matrahlı, SSK süreleri ile asgari ücretten ödenmiş SSK prim süreleri aynı biçimde, sadece yıl bazında basamağa dönüştürüleceğinden, bağlanacak Bağ-Kur aylığı geçmişinde yüksek matrahtan SSK statüsünde hizmeti olanlar için bağlanacak 4/1-a sigortalılığından (SSK) bağlanacak aylığa göre hemen hemen yarı miktarına düşecektir.
Benzer Yazılar