Almanya ile Türkiye arasında ticaret giderek canlanıyor. Türkiye, ticari partner olarak Almanya için giderek daha önemli bir ülke haline geliyor. Almanya’da yerleşik birçok firma ile Türk firmaları ticari ortaklık sözleşmeleri ile yeni şirketler veya ortaklıklar kurmaktalar.
Bu sözleşmeler kapsamında, Alman ortaklığı olarak gerekli olan bazı malzeme ve hizmetler Almanya’dan, diğer kısmı ise Türkiye’den temin edilerek çalışılmaktadır. Bu ortaklıklar, Türkiye’den temin edilecek malzemeler ve Türkiye’de verilecek hizmetler açısından, Türkiye ofisi olarak Türkiye’deki Vergi Dairesi Müdürlüklerinde vergi kimlik numarası alarak mükellefiyet tesis ettirmektedirler.
Türkiye’deki Alman ortaklıklar veya şirketler Almanya’da üretilen malzemeleri Türkiye’ye ithal ederek ve / veya Türk taşeronlardan temin ettiği malzemelerle hizmet vermektedirler. Ayrıca bu firmalar, Türkiye’de işleri ile alakalı danışmanlık ve eğitim hizmetleri de vermektedirler.
Söz konusu ofis tarafından verilecek serbest meslek hizmetleri dolayısıyla yapılacak ödemelerden kurumlar vergisi kesintisinin yapılıp yapılmayacağı hususunda gelen bir soru üzerine bu hususu ayrıntılı olarak açıklayacağım.
Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması, 01.01.2011 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 01.08.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Diğer taraftan, anlaşmanın aynı maddesinin 5. fıkrasında daimi temsilcilik düzenlenmiş olup, bu fıkraya göre; “…bir gerçek veya tüzel kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve bu fıkra kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Devletin teşebbüsü için iş yeri oluşturacaktır.”
Almanya mukimi firmaların, malzeme temini, eğitim, teknik destek ve proje yönetimi faaliyetlerini Türkiye’deki bir iş yeri aracılığıyla gerçekleştirmeleri halinde, bu faaliyetlerin anlaşmanın 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve bu iş yerine atfedilen miktarla sınırlı olmak üzere Türkiye’de de iç mevzuat hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Faaliyetlerine ilişkin gelirleri üzerinden Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 7. maddesi uyarınca Türkiye’de ödenen vergiler, söz konusu Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22. maddesi çerçevesinde Almanya’da hesaplanan vergiye esas olan matrahın dışında tutulacaktır.
Öte yandan, aynı anlaşmanın “Gayri Maddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12. maddesinde; “Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayri maddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.”
Bununla beraber, söz konusu gayri maddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayri maddi hak bedelinin gerçek lehtarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi gayri maddi hak bedelinin gayrisafi tutarının % 10’unu aşmayacaktır.
Dolayısıyla, Almanya mukimi firmaya, gayri maddi hak bedeli niteliğinde yapılacak ödemelerin Türkiye’de % 10 oranında vergi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.
Bir başka ifade ile; bu ödemeler iş yerinin ticari kazancına dahil edilerek, iç mevzuatımızın öngördüğü usul ve oranlarda vergilendirilecektir.
Dolayısıyla, gayri maddi hak niteliğindeki ödemelerden Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesine göre %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacak ve söz konusu kesinti tutarı geçici ve yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir. Ticari kazanç niteliğindeki diğer ödemelerden ise kurumlar vergisi kesintisi yapılmayacaktır.