Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/1078 esas 2015-4198 no.lu kararında; kredi kartından çekilen nakit avans komisyonunun iadesine ilişkin istemin reddine karar verdi. Kararda, “kredi kartından çekilen nakit avans komisyonunu, hukuka uygun buldu”. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu’na göre çıkarılan Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te; ücret alınması mümkün olan ek-1 numaralı “ürün ve hizmet sınıflandırması” listesinde, kredi kartlarıyla ilgili “nakit avans çekim ücreti” alınabileceğinin belirtildi.
Yargıtay’ın Bu kararında Hukuki Dayanak Nedir?
Bildiğiniz gibi; 28 Kasım 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Mayıs 2014’de yürürlüğe girdi.
Bu Kanun, bankalara ödenen kredi kartı ücretleri, hesap işletim ücretleri, dosya masrafları gibi faiz dışı ücretlerle ilgili olarak yeni bir hüküm getirdi. Kanunun 4/3. maddesi ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bu hususlarda; “bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde” düzenleme yapma yetkisi tanındı.
Bunun üzerine BDDK tarafından bir yönetmelik çıkarıldı. Bu yönetmelik, 3 Ekim 2014 günkü 29138 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” adı ile yürürlüğe girdi.
Bu yönetmelik ile ;
Tüketicilerden alınan kredi masrafı, kart ücreti, hesap işletim ücreti gibi ücretlerin alınmasına hukukumuzda ilk defa açıkça hukuki zemin hazırlandı. Zaten tüketicilerden faiz geliri elde eden, tüketicilerin kullandığı kartlarla yaptıkları alışverişlerden komisyon kazanan bankalar, buna ilaveten aşağıdaki ücretleri de tahsil etmeye yetkili kılınmışlardır.
Yönetmeliğin 6/1. maddesinde “Bu Yönetmelik ve ekinde yer alanların dışında herhangi bir ürün veya hizmet için ücret alınamaz“ hükmü de konuldu.
Şimdi yönetmeliğin getirdiği bazı önemli düzenlemelere kısaca bakalım: Ücret Alınmasının Şartları Nelerdir? Yönetmeliğin bu husustaki düzenlemeleri şöyle: Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 5/3. Maddesinde; “Sözleşmeler kapsamında ücret alınabilecek her bir ürün veya hizmet için finansal tüketicinin onayının alınması zorunludur. Kuruluşlar tarafından finansal tüketicinin onayının alındığı ispat edilemediği takdirde, onay alınmamış sayılır “ Bu husus yönetmeliğin 11. maddesinde şu şekilde anlatılmıştır: Bu yeni düzenlemelerden önce, kart ücreti, hesap işletim ücreti, kredi masrafı gibi ücretlere ilişkin bankalar tarafından sözleşmelere konulan kayıtlar, Yargıtay tarafından “haksız şart” olarak kabul edilebilmekte ve geçersiz sayılabilmekteydi. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin bu konuda tüketici lehine verilmiş birçok kararı mevcuttu. Bundan böyle yukarıda son aktardığım Yargıtay kararındakine benzer bir olayda, mahkeme bu masrafların zorunlu, belgeli, makul olması şartını arayamayacak, sadece miktar bakımından BDDK’nın belirlediği limit dâhilinde olup olmadığına bakacaktır. Çünkü: artık Tüketici Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış bir yönetmelikle, bu ücretlerin tüketicilerden tahsil edilmesine açıkça devletimiz izin vermiştir. Mahkemelerin bu düzenlemelere rağmen farklı bir yorum yapması, bu şartları eskisi gibi “haksız şart” olarak kabul etmesi artık zor görünmektedir. Tüm toplumu ilgilendiren bu konuda bir düzenleme yapılması gerekiyordu. Düzenleme yapıldı, ancak tüketicinin hukuki konumu iyiye değil, kötüye gitti. Bankaların aldığı tüm ücretler hukukî dayanağa kavuşturulmuş oldu.
Benzer Yazılar