Günümüz insanlarının ek gelir elde etmek için başvurdukları internet üzerinden network marketing sisteminde ürünlerin perakende satışlarından elde edilen gelirinin vergi boyutunu bu makalemizde inceliycez. Network marketing sisteminde firmalar internet üzerinden üyelik sistemi oluşturup; üyeliği onaylanan temsilciler ile ister şahıs ister şirket üzerinden satış temsilcisi olarak internette tanıtılan ürünleri belirli bir oranda yapılan indirimli fiyatı ile sahip olabilmektedirler.
Şirket CEO’su ile sistemde kayıtlı üyeler arasında genelde herhangi bir iş akdi bulunmamaktadır. İnternet üzerinden yapılan satışlar için düzenlenen fatura üyeler adına kesilmektedir. Üyeler de bu ürünleri kendileri kullandıkları gibi başka bir tüketiciye de satabilme imkânına sahiptirler. Bu sistem ülkemizde son yıllarda çok sık kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Konu ile ilgili daha önce web sitemde yazdığım Networkıng Pazarlamanın Püf Noktaları makalemi inceleyerek de Network Marketing vergilendirme sürecini ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz. Bu makalemde ise; web sitenizdeki ürünleri kapı kapı pazarlayarak gelir elde eden satış temsilcilerinizin kazançlarının vergiye tabi olup olmadığını ve network marketing satış sistemi içinde vergi ile alakalı temel konulara kısaca değineceğim.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9. maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde şöyle diyor;
“Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler. (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit işyerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o işyerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç.)” hükmü yer almakta olup, maddenin ikinci fıkrasından sonra gelen üçüncü fıkrasında, ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacakları açıklanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 9. maddesinin 6. fıkrasında ise;
” 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlar yukarıdaki şartlarla sınırlı olmaksızın gelir vergisinden muaftır.” Hükmüne yer verilmiş olup, maddenin son fıkrasında, “Bu muaflığın Gelir Vergisi Kanununun 94. madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü(Kapsamak) yoktur.” denilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 46. maddesinde de 47 ve 48. maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde de, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde ise, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar. Diyerek;
1. Maddesinde Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104. maddelere göre,
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca) % 20,
Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca), Mal alımları için %5,
Diğer hizmet alımları (“a”, “b” ve “c” alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için de %10″ oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 227. maddesinin birinci fıkrasında; “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir” hükmüne yer verilmiştir.
Vergi Usul Kanunun 229. maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231. maddesinin 5.bendinde ise; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 inci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunun 234. maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunun 238. maddesinde, işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya mecbur oldukları, Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanan, Kapıdan Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte, kapıdan satış yapacaklarda aranılacak nitelikler, kapıdan satışlara ilişkin uygulama usul ve esasları belirlenmiştir. Bu kapsamda, üyelerinizin yapmış olduğunu faaliyetin ve satışını yaptığı ürünlerin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan Yönetmelik kapsamında kapıdan satış olarak değerlendirilip değerlendirilmediğinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenmesi gerekmektedir.
Yukarıda Yer Alan Hüküm ve Açıklamalar Uyarınca:
- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan tebliğ ve yönetmelik kapsamında faaliyette bulunan şirketin; bu kapsamdaki ürünlerini, şirketin iş akdi ile bağlı olmaksızın, şirket adına (satış yaptığı kişilere şirketinizin faturasını düzenleyerek) kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satış yapan kişiler; bu gelirlerinden dolayı gelir vergisinden muaf sayılacaklardır.
- Bu şekilde vergiden muaf olanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (10-b) bendi uyarınca %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. Şirketin bu kişilere yapacağı ödemeler için gider pusulası düzenlenmesi gerekmekte olup gider pusulası düzenlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda münhasıran bu tür ödemelere ilişkin olmak üzere düzenlenecek banka dekontları da gider pusulası hükmünde kabul edilecektir. Ancak, bu şekilde düzenlenecek dekontlar da 243 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan asgari bilgilerin yanı sıra açıklama bölümünde tevkif edilen vergi ve fonun oranı ile tutarlarına da yer verilmesi zorunludur.
- Şirketin ürünlerini iş akdi ile bağlı olmamakla birlikte, kendi adına satın alarak bu ürünleri motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende olarak satan kişiler, Gelir Vergisi Kanununun 9/1 inci bendi kapsamında esnaf muaflığından yararlanacaktır. Esnaf muaflığından yararlanan bu kişilerden mal alımı yapanların Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin birinci fıkrasında yer alan vergi tevkifatı yapacaklar arasında bulunması halinde, esnaf muaflığı kapsamında bulunanlara yaptıkları ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (13-c) bendi uyarınca %5 oranında gelir vergisi tevkifatı yapacaktır. Ayrıca, Esnaf muaflığı kapsamında bulunan bu kişilere şirketiniz tarafından satışları artırma amacıyla veya sisteme kazandırdıkları üyeler dolayısıyla yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (13-d) bendi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacak olup bu ödemelerin yukarıda belirtildiği şekilde belgelendirileceği tabiidir.
- Şirketin ürünlerini kendi adına satın alarak tüketiciye satan kişilerin, Gelir Vergisi Kanununun 9. maddesinde yer alan esnaf muaflığına ilişkin şartları taşımamaları halinde, elde edilen gelir ticari kazanç kapsamında değerlendirilecek olup, şartları dahilinde gerçek veya basit usulde vergilendirileceklerdir. Gerçek veya basit usulde vergilendirilecek kişilere, şirket tarafından yapılacak komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayacak olup, bu ödemelere ilişkin ödeme yapılan mükellefler tarafından fatura düzenlenecektir.
Nevzat Bey merhaba şu an kairos adında bir yabancı bir firma türkiyede şirketi olmaksızın kişilere bilgisayarlarını 10 saat açık tutup kendisine ait program ile server’ına bağlı kalmaları ve bu süre zarfında hizmet verdiğini söylediği firmaların datalarının şifrelerinin parçalarını üyelerinin bilgisayarlarında gezdirerek güvenlik hizmeti vermesi karşılığında elde ettiği kazancı üyelerle paylaştığını iddia ediyor. Üye olmak için 170 usd dee 27000 usd ye kadar bir taahhüt adı verilen para alıyor. Size bilgisayarınız her açık kaldığı saat başına yatırdığınız rakama göre bir ödeme yapıyor üye yaptığınız kişilerden de ek kazanç elde ediyorsunuz. Türkiye de şirket yok. Gerek olmadığını internet üzerinde iş yapıldığını ofis olmadığı için şirkete şirket olmadığı için de Türkiye de vergi verilmesine gerek olmadığını söylüyorlar. https://www.youtube.com/watch?v=VcieMznPDL4 Şirketin yapısı Tüketiciyi koruma kanunu madde 80 ve iş yeri dışında kurulan sözleşmeler yönetmeliğine uygun görünmüyor olması gerekir mi? Türkiyede yetki belgesi alması gerekir mi? Bu işi yapan ve yaptıranlar her hangi bir risk ile karşı karşıya kalır mı?
Tuncay bey merhaba,
Bu sistemi biliyorum bu sistemde sistem yöneticileri Türkiye de olmadığı ve ödemeyi Yurtdışından yaptıkları için verginin muhatabı olmamaktadırlar. Fakat sisteme Türkiye’den üye olan herkes geliri oranında vergi ve beyana tabi olması gerekir. Bu konuda bilişimin vergilendirmesi bölümünde birçok makalem var
http://www.gtb.gov.tr/duyurular/kairos-planet-hakkinda-basin-aciklamasi
“Kairos Planet” Hakkında Basın Açıklaması
Tweet
Bakanlığımıza son dönemde ulaşan başvurularda “Kairos Teknoloji” ya da “Kairos Planet” gibi isimlerle anılan sistemin yasal olup olmadığı sorulmakta ve sistemin bir piramit yapı olduğuna yönelik ihbarda bulunularak gerekli denetimlerin yapılması talep edilmektedir.
Bu kapsamda adı geçen şirkete ilişkin olarak Bakanlığımızca yapılan ilk inceleme sonucunda; merkez adresinin İngiltere olduğu, Türkiye’de şube, acente, bayi, ortaklık vb. adlarla herhangi bir temsilciliğinin bulunmadığı, İngiltere ticaret sicili kayıtlarına göre bir adet aktif yöneticisinin bulunduğu, toplam sermayesinin 1.000 sterlin olduğu bununla birlikte sosyal medya ve internet ortamı başta olmak üzere değişik iletişim platformlarında kendilerini şirketin oluşturduğu sistemin Türkiye distribütörü ya da temsilcisi olarak tanıtan çok sayıda kişinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Şikayet konusu uygulamalar ile söz konusu sistemi ülkemizde başlatan, yayan ve ticari amaçlarla destekleyenlerin faaliyetleri Bakanlığımızca 6502 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde incelenmek üzere denetim programına alınmıştır.