İş Kanunumuz işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisine müdahale eden, işçilerin hak ve menfaatlerini işverenlere karşı korumak için düzenlemeler içermektedir.
Bu kapsamda işverenlere askerden dönen ve eski işinde çalışmak isteyen işçiyi işe alma konusunda getirilen zorunluluk 4857 sayılı İş Kanununun 31. maddesinde düzenlenmiştir.
İş Kanununun “Askerlik ve Kanundan Doğan Çalışma” başlıklı 31. maddesi 1475 sayılı eski İş Kanunu ile aynı içeriktedir. Var olan fark, işe girmek isteyen işçinin işe alınmaması halinde tazminat ödenmesidir.
İş kanunumuzdaki konuyu inceleyen 31. maddeye baktığımızda;
- “Muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra veya herhangi bir sebeple silah altına alınan veyahut herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi işinden ayrıldığı günden başlayarak iki ay sonra işverence feshedilmiş sayılır.
- İşçinin bu haktan faydalanabilmesi için o işte en az bir yıl çalışmış olması şarttır. Bir yıldan çok çalışmaya karşılık her fazla yıl için, ayrıca iki gün eklenir. Şu kadar ki bu sürenin tamamı doksan günü geçemez.
- İş sözleşmesinin feshedilmiş sayılabilmesi için beklenilmesi gereken süre içinde işçinin ücreti işlemez. Ancak özel kanunların bu husustaki hükümleri saklıdır. Bu süre içinde iş sözleşmesinin kanundan doğan başka bir sebebe dayanılarak işveren veya işçi tarafından feshedildiği öteki tarafa bildirilmiş olsa bile, fesih için Kanunun gösterdiği süre bu sürenin bitiminden sonra işlemeye başlar. Ancak iş sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmış ve sözleşme yukarıda yazılı süre içinde kendiliğinden sona eriyorsa bu madde hükümleri uygulanmaz.
- Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde “işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder” şeklinde konu ile ilgili dört belirlemesi olduğunu görmekteyiz.
Kanunda “muvazzaf askerlik” denilen şey, her erkek vatandaşın belli yaşa geldiğinde yapmak zorunda olduğu ve bazen de “vatan borcu” diye adlandırılan bildiğimiz askerliktir. Yasada “muvazzaf askerlik ödevi dışında” şeklinde ifade edilenler ise bazen kısa süreli silah altına alınma şeklinde olanlardır. Duruma göre uzun süreli de olabilir. Örneğin, askerliğini yapmış ancak belli yaşı aşmamış olanların zaman zaman kısa süreli “tatbikat” olarak adlandırılan çalışmalara çağrılması bazen karşılaşılan bir durumdur.
Kanunda muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle ya da diğer askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçilerin bu durumları ifade edilirken kıdem tazminatlarının ödenip ödenmediği konusunda bir ayrım yapmamıştır. Dolayısıyla kıdem tazminatı alınsın ya da alınmasın, asgari bir yıl çalışılsın ya da çalışılmasın iş akdi askerlik nedeniyle sona eren işçinin tekrar eski işine girme hakkı bulunmaktadır.
Dolayısıyla, herhangi bir askeri ödev ki buna muvazzaf askerlik de dahil olmak üzere veya kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır
Yine aynı şekilde, düzenlemede askerlik süresince iş sözleşmesinin askıda olduğu ya da işçinin ücretsiz izinli sayılacağı yönünde bir husus yer almamaktadır.
Fakat askerlik süresince iş akdinin askıda olabilmesi için, tarafların karşılıklı olarak bu konuda anlaşmış olması gerekir. Örneğini bazı toplu iş sözleşmelerinde veya bireysel sözleşmelerde askerlik süresince iş akdinin askıda kalacağı konusunda hüküm bulunmaktadır. Veya işçi askere giderken, “ben askere gidiyorum, şu anda kıdem tazminatımı ödemeyin ve askerde kaldığım süre içerisinde benim iş akdimi askıda kabul edin” şeklinde bir dilekçe yazar ve işveren de bu teklifi kabul ederse, iş akdi askıda kalır. Bu şekilde karşılıklı anlaşma ile askerlik süresince iş akdi askıda kalır ve askerlik dönüşü işçi tekrar işe alınmaz ise bu iş sözleşmesinin feshi anlamına gelir ki, şayet koşulları varsa bu fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde işe iade davası açılabilir. Askere giderken kıdem tazminatını almış olan işçinin artık iş akdinin askıda kalamayacağı ve feshedilmiş olduğunda kuşku yoktur. Zira kıdem tazminatı fesihte ödenen bir tazminattır. Koşullar oluştuğunda işçiyi yeniden işe almayan işverene idari para cezası değil, işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat ödeme yükümlülüğü getirilmiştir.
Askerlik dönüşü işe almamanın yaptırımı işe iade davası değil, üç aylık ücret tutarında tazminattır. Bu hususta Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.12.2009 tarihli 2006/23768Esas 2006/31653 nolu kararında
“4857 sayılı İş Kanununun 31. maddesi askere giden işçinin tekrar işe alınmasını düzenlemiştir. Bu madde İş Kanununun 18 ve devamı maddelerindeki feshin geçersizliği ve işe iadeyi kapsayan iş güvencesi sağlamamaktadır. Zira 18 ve devamı maddelerdeki iş güvencesi hükümleri, işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi hallerinde uygulanmaktadır. Askerlik sonrası işe alınmama halinde, askı hali ve somut olayda işveren tarafından bu yönde bir kabul de bulunmadığından, işveren tarafından gerçekleştirilen bir fesih işleminden söz edilemez. Çünkü iş sözleşmesi askerlik nedeni ile işçi tarafından daha önce sona erdirilmiştir. Yukarıda belirtilen 4857 sayılı İş Kanununun 31. maddesi, işverene askerlik sonrası işçiyi işe alma konusunda bir yükümlülük getirmiş ve başlatılmaması halinde cezai yaptırım olarak tazminat ödenmesini öngörmüştür. Bu yükümlülük ve yaptırım, askerlik sonrası işe alınmayan işçinin, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği anlamına gelmemektedir” Demektedir.
İşçi, askeri ve kanuni ödevin sona ermesinden başlayarak
Bu kapsamda işveren tekrar işe girmek için müracaat eden eski işçisini
657 sayılı Devlet Memurları kanunun 108. maddesinde aylıksız izinlerin neler olduğu anlatılmıştır. Bu maddeyi incelediğimiz de : Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazeretini gerektiren sebebin kalkması halinde, memur 10 gün içerisinde görevine dönmek zorundadır. Örneğin; hasta sahsın ölümü veya iyileşmesi halinde veya askerlik görevinin bitmesi halinde memur 10 gün içerisinde görevine dönmesi gerekir. Mezkûr maddenin (F) bendi hükmü uyarınca mazeret sebebinin kalkması halinde veya aylıksız izin süresinin bitiminde itibaren 10 gün içerisinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılmaktadırlar.
Merhaba Nevzat Bey.
Yazmış olduğunuz makaleleri severek okuyor ve takip ediyorum , Askerlik ile ilgili size bir kaç sorum olacak umarım beni bu konuda bilgilendirirsiniz. Özel bir şirkette belirli iş sözleşmesiyle çalışsan biriyim. Henüz askere gitmedim ve iş sözleşmem bitmeden önce askere gitmek zorundayım. Askerlik tecilim 1 Ocak 2015 tarihinde bitecek ve ben bu tarihten önce iş yerimden kıdem tazminatımı alıp çıkmak istiyorum. Öncelikle bu tarihten ne kadar süre önce işten çıkmam gerekiyor yani tecilimin bitiş tarihi ile işten ayrılacağım tarih arasında en fazla ne kadar bir süre olabilir çünkü askere gitmeden belirli bir süre önce çıkıp dinlenmek istiyorum ve işten çıkarken askerlik sebebiyle işten ayrılacağımı dilekçemde nasıl belirtmem gerekiyor kısaca anlatır mısınız? Son olarak bir de askerlik durum belgemi vermem yeterlimi ?
Şimdiden teşekkür ederim…
Emrah bey merhaba,
öncelikle güzel sözleriniz için teşekkür ederim
çalışma sürenize göre ihbar öneliniz kadar sürede işverene işten askerlik dolayısı ile ayrılacağınızı söylemeniz gerekir askerlik dolayısı ile ayrılmadan öncede askerlik şubesinden alacağınız sülüsünüzü işverene ibraz etmeniz halkinde kıdem tazminatınızı alarak ayrılabilirsiniz