İş sözleşmesinin imzalanması, taraflar açısından birtakım borçları da beraberinde getirmektedir. Bunlardan işçinin temel borcu iş görmesidir. İşçi bu borcunu yerine getirirken işini özenle yapmalı, bunu yaparken de işverenin verdiği talimatlara riayet etmelidir. 4857 Sayılı iş kanunumuzun 25. maddesi süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir diyerek işverene hangi hallerde çalışanın iş sözleşmesini hemen ve tazminatsız fesih edebileceğini belirtmiştir. İş hukukumuz işçinin “işini özenle yapmak” ya da “işverenin talimatlarına uymak” borcuna uygun olmayan davranışlarda bulunması durumunda da işverenin iş sözleşmesini haklı sebeple feshetmesi imkanını ortaya çıkarmaktadır. Yine aynı maddenin 25 II-b. Bendin de ;
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlar da bulunması halinde işverenin iş akdini hemen fes edebileceği belirtilmiştir.
Bu maddeler ışığın da işverenin işçisine işlerini yapması için tahsis ettiği bilgisayar ve e mail adresinden, çalışanın kötü niyetle işi veya işletmeyi zarara uğratacak yazışmalar yaptığını tespit etmesi halinde çalışanın iş akdini feshedebilir. İşverenin kendisine ait bilgisayar ve e-mail adresleri ile bu adreslere gelen e-postaları her zaman denetleme yetkisi bulunmaktadır. İşverenin denetimleri esnasında çalışanın işle ilgili olmayan elektronik yazışmalar yaptığı, bu yazışmalar sırasında işverenin şahsına yönelik hakaret niteliğinde sözler sarf ettiği ve iş yeri sırrı sayılabilecek konularda da yazışmalar yaptığının tespiti halinde çalışanın iş akdi haklı sebeple fesih edilebilir.
Bu konuyu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13.12.2010 Tarihli E. 2009/447 K. 2010/37516 kararında davacının görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için kendisine verilen bilgisayar ve e-mail adreslerini kullanarak iş akdi daha önce feshedilen …… ile işle ilgili olmayan elektronik yazışmalar yaptığı, bu yazışmalar sırasında işverenin şahsına yönelik hakaret niteliğinde sözler sarf ettiği iş yeri sırrı sayılabilecek konularda da yazışmalar yaptığı anlaşılmıştır.
İşvereni dava eden çalışan işverenden kıdem ve ihbar tazminatını, fazla mesai, izin ile bayram tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine talep etmiştir. İşçinin iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesih edildiğine dair beyanlarına karşın işveren dava dilekçesinde haksız fesih iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının internet üzerinden teknik bilgi ve servis işlerini yapabilmesi için kendisine tahsis edilen ve şifresi yalnızca kendisi tarafından bilinen mail adresinden internet üzerinden 3. kişilerle yaptığı mesaj ve haberleşme ile iş yerini kötüleyici, firmayı ve işvereni zarara sokucu ve iş yerinin sırlarını ifşa edici haberleşmeler yapmak suretiyle kötü niyetli ve iş yerini zarara uğratıcı davranışlarda bulunduğunu, davacının ” H. C. hotmail com ” adresinden işveren yetkilisinin okuması için hakaret dolu metinler gönderdiğini, suç teşkil eden bu eylemleri nedeniyle de Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunulduğunu ve hakkında Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açıldığını, davacının iş yerine karşı olumsuz eylemlerde bulunduğunu, iş yerinin mahremiyetini internet aracılığı ile bozarak, sırlarını ifşa ettiğini 3 gün üst üste iş yerine gelmemesi üzerine iş akdinin feshedildiğini beyanla haksız davanın reddini talep etmiştir.
Sonuç olarak işverenin kendisine ait bilgisayar ve e-mail adresleri ile bu adreslere gelen e-postaları her zaman denetleme yetkisi bulunmaktadır. Çalışan işverene ait bilgisayarları ve e-mail adreslerini özel yazışmalarda kullanıp işverene hakaret niteliğinde sözler sarf etmenin, işveren açısından 4857 sayılı Yasanın 25 II-b.maddesi uyarınca sataşma niteliğinde haklı fesih nedeni oluşturacağı anlaşılmakla beraber çalışanın ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. İş akdi fesih edilen çalışan bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı alamaz. Bu Yargıtay kararı ile de işverenin çalışanı tazminatsız fesih hakkı haklı çıkmaktadır.