Bugün ülkemizde birçok eğitim ve danışmanlık firması faaliyetleri için, üniversite hocaları veya mükellefiyet kaydı bulunmayan kişilerden, eğitmen veya danışman olarak hizmet almaktadır. Alınan bu hizmet karşılığında bu kişilere yapılan ödemelerin muhasebe ve vergi boyutu çok açık bilinmemektedir. Bu yazımızda bu hizmetlerin vergi boyutunu kanunlarımız açısından ayrıntılı olarak inceleyip anlatacağım.
I-Gelir Vergisi Kanunu Yönünden
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” denilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 65. maddesinde “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.” denilmiştir.
Serbest meslek faaliyeti ise; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 66. maddesinde ise; “Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez…“ hükmü yer almaktadır.
Serbest meslek faaliyetinde ana unsur, faaliyetin sermayeden ziyade şahsi çalışmaya, bilimsel veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanmasıdır. Bir faaliyetin serbest meslek faaliyeti olabilmesi için geliri doğuran emeğin ilmi ya da mesleki bilgi veya ihtisasa dayalı olması gerekmektedir.
Diğer taraftan, gerek ücret gerekse serbest meslek kazancı emeğe dayanan gelir unsurlarıdır. Serbest meslek kazançlarında emek, bir işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
Serbest meslek erbapları, faaliyetlerini yaparken müşterilerine veya iş yaptığı kimselere bağlı olmaz, iş sahiplerinden emir ve talimat almazlar. Ücret uygulamasında ise, belli bir iş yerine bağlı ve bir işverene tabi olarak, işverenin emir ve talimatları doğrultusunda çalışma söz konusudur.
Bu hükümlere göre, bir eğitim danışmanlık firmasında eğitmen ya da danışmanlar arasında sözleşme kapsamında yapılan ve bu kapsamda ödenen danışmanlık ücretlerinin ücret olarak değerlendirilip bu ücretlerin Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Başka bir ifadeyle; eğitmen ya da danışmanların şirketin emir ve talimatı altında çalışması halinde yapılan ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi gerekir. Ancak, eğitmen ya da danışmanlar ile şirketiniz arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmaması ve bir organizasyon kurmayıp kendi sorumluluğunuz altında söz konusu faaliyetlerin ilmi, mesleki bilgi ve ihtisasına dayanarak birden fazla gerçekleştirilmesi halinde, serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilerek vergilendirileceği tabiidir.
II- Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,
- 1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, ticari, sınaî, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği,
- 4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği, hükmüne bağlanmıştır.
Buna göre, şirket ile eğitici danışmanlar arasında yapılan sözleşme kapsamında ödenen eğitmenlik ya da danışmanlık hizmet bedellerinin ücret niteliğinde olanları KDV nin konusuna girmeyecektir.
Ancak, bu hizmetlerin, eğitmen ya da danışmanlar tarafından kendi sorumlulukları altında ilmi, mesleki bilgi ve ihtisaslarına dayanarak mutad meslek olarak gerçekleştirilmesi halinde, söz konusu hizmetler serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilecektir. Bu takdirde, eğitmen ya da danışmanların şirkete verdiği danışmanlık hizmetleri, KDV Kanununun 1 inci maddesi gereğince KDV ye tabi olacaktır.
III- Vergi Usul Kanunu Yönünden
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 236. maddesinde “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 238. maddesinde “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz… ” hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, şirket ile eğitmen veya danışmalık faaliyeti veren kişi arasında işçi işveren ilişkisinin bulunması halinde, bunlara yapılan ödemelerin ücret sayılması gerektiğinden 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 238. maddesine göre şirket tarafından ücret bordrosu düzenlenmesi gerekecektir. Öte yandan eğitmenlerin veya danışmalık faaliyeti veren kişilerin kendi nam ve hesabına çalışmaları halinde ise, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan bir ödeme söz konusu olacağından bu kişiler tarafından serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.
SGK yönünden bilgi verebilirmisiniz.Saygılar
Merhaba Nihat bey,
Sorunuzu yazmadınızmı?