Ana Sayfa / Makaleler / Serbest Meslek Erbabının Aldığı Binanın KDV ve Gideri

Serbest Meslek Erbabının Aldığı Binanın KDV ve Gideri

res8-300x200Serbest Meslek Erbabının Satın Aldığı Gayrimenkulü İş yeri Olarak Kullandığında Ödediği KDV ve Giderler İndirilebilir mi?

Bu haftaki makalemizin konusunu danışmanlık verdiğimiz Avukatlık faaliyetinden kayıtlı bir mükellefimizin daire şeklinde satın aldığı ve iş yeri olarak kullanılacak olan gayrimenkulün satın alınması sırasında kullanılan konut kredi faizlerinin gider olarak düşülüp düşülemeyeceği, yine konut bedeli olarak kesilen faturadaki KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve bu iş yeri için yapılan tadilat, tamirat ve mefruşat giderlerinin nasıl değerlendirileceği oluşturmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu Uygulaması Yönünden:

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun 68 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun “Amortisman Mevzuu” başlıklı 313 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 262 inci maddesinde de; “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara bağlı bilumum giderlerin toplamını ifade eder.” denilmiştir.

163 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulmasının mümkün olduğu ve iktisadi kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise maliyet bedeline eklenmesi veya doğrudan gider yazılması hususunda mükelleflerin serbest oldukları belirtilmiştir.

Ayrıca, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun “iş yeri” başlıklı 156 ıncı maddesinde; “Ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.” tanımlaması yapılmıştır.

Konu ile ilgili olarak söz konusu gayrimenkulün tamamının iş yeri olarak kullanılması nedeni ile, konut olarak edinmekle beraber serbest meslek faaliyetinde iş yeri olarak kullanılması nedeni ile gayrimenkulün iktisabı için kullanılan banka kredisi nedeniyle ödenen faizlerin, gayrimenkulün aktife alındığı hesap dönemi sonuna kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olup, sonraki dönemlerde ödenen kredi faizlerinin maliyet bedeline intikal veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Normal tamir, bakım ve temizlik giderleri dışında gayrimenkulü genişletmek veya değerini artırmak amacıyla yapacağınız giderler, gayrimenkulün maliyetine eklenerek amortisman ayrılmak suretiyle hasılattan indirilebilir. Normal tamir, bakım ve temizlik giderleri ise gayrimenkulün genişletilmesine veya değerinin arttırılmasına yönelik harcamalar olmadığından bu tip giderler doğrudan hasılattan indirilecektir.

Diğer taraftan, söz konusu gayrimenkul için hesaplanacak amortismanların, serbest meslek faaliyetinden elde edilen gelirlerden indirilebilecektir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulaması Yönünden :

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun “Vergi İndirimi” başlıklı 29 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında; Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.

Aynı maddenin 3 üncü fıkrasında da; “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun “İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi” başlıklı 30/d maddesinde; “Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi ” nin indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Yine aynı Kanunun “İndirimin belgelendirilmesi” başlıklı 34 üncü maddesinde;
“1. Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir.

2. Katma Değer Vergisinin fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesine gerek görülmeyen işlemlerde vergi indiriminin nasıl belgelendirileceği Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit olunur.”Hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, mesleki faaliyet çerçevesinde iş yeri olarak kullanılacak Gayrimenkulün alımında ödenen KDV ile bu taşınmaza ilişkin olarak yapılan tamirat, tadilat, mefruşat vb. gibi giderler için yüklenilen KDV nin, faturada ayrıca gösterilmesi ve vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla faturanın kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Hakkında nevzaterdag

Check Also

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi UTTS Taktırma Zorunluluğu Geldi!

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete ‘de yayımlandı. …

2 yorumlar

  1. yasar kapıyoldas

    slm bankadan kredi alan bi işletmem var banka bana artık diyorki hanımın kefaleti lazım diyor. ancak benim hanımla boşanma mahkemem devam ediyor bununla ilgil bilgi lütfen teşekkürler

    • Merhaba ,
      sormuş olduğunuz soru sitemde yazdığım yeni borçlar kanunu ile alkalı makalemde mevcut fakat ben sorunuzu kısaca cevaplamak isterim 1 Temmuz 2012 de uygulamaya giren 6098 sayılı yeni borçlar kanunumuzun 584. maddesi şöyle der “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
      Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir