Hafta tatili ücreti işçinin temel çıplak ücretidir. Bunun dışında kalan fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz (4857 sayılı İş Kanunu madde 50).
- Sözleşmeden doğan tatil günleri,
- Evlenmelerde üç güne kadar,
- Ana ve babası, eşini, kardeş veya çocukların ölümünden üç güne kadar verilmesi zorunlu izin süreleri,
- Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle,
- Hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri çalışılmış gibi hesaba katılır.
Üçüncü fıkrada ise, yine çalışılmış sayılan günler konusunda bir başka düzenleme yer almıştır. Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır (İş Kanunu madde 46/ f.3). İşveren tarafından haftanın bir veya birkaç gününde işyerinin tatil edilmesi halinde o günlere ait ücret ödenmez. Ancak sayı yedi güne ulaştığında bir günlük hafta tatili ücreti ödenir.
Konumuz açısından irdelenecek fıkra ise dördüncü fıkradır. Bu fıkra üçüncü fıkranın istisnasının açılımı mahiyetindedir. Buna göre; bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre tatil edilmesini gerektiren bu kanunun 24/ bent III ve 25/ bent III’te gösterilen zorlayıcı sebeplerden dolayı çalışılmayan günler için yine bu kanunun 40. maddesi gereği ödenen günlük yarım ücret, hafta tatili için de ödenir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, üçüncü fıkraya göre hafta tatilinin tam ücret olarak ödenmesi gerekirken, dördüncü fıkra gereğince yarım ücret ödeneceğidir. Çünkü üçüncü fıkrada birkaç gün de olsa fiili bir çalışma mevcuttur.
Zorlayıcı (mücbir) sebeplere örnek olarak verilebilecek olaylar yine aynı olacaktır. Genel manada deprem, sel, yangın gibi olayların her biri kendi içinde zamana ve şartlara göre irdelenecek, zorlayıcı sebep mahiyetinde olup olmadığı tespit edilecektir.