Her yıl Davos’ta yaptığı zirveyle iş dünyası ve politikada dünya ekonomisinin nabzını tutan liderleri bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu, Türkiyeyi yabancı sermaye açısından yıldızı en çok parlayacak ülkelerin başında gösterdi. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan araştırmada, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgedeki birleşme ve satın alma faaliyetlerinin, önümüzdeki yıllarda daha da artış göstereceği kaydedildi.
Davos’ta ki zirvenin hemen ardından, dünyanın önde gelen çok uluslu şirketlerin yetkililerine sorularak yapılan araştırmaya göre, Türkiye’ye, başta bankacılık ve enerji olmak üzere, oldukça önemli düzeyde yabancı yatırımcı ilgisinin bulunduğu ve bu yatırımcıların, Türkiye’de birleşme ile satın alma girişimlerinde bulunmayı planladıkları görülmekte. Anketten ‘Türkiye’ye 2007’de daha çok yatırım yapılır’ sonucu çıktı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Orta Doğu bölgesinde, Alman bankaları başta olmak üzere, Avrupa bankaları arasındaki birleşme ve satın almaların hızlanacağı, Rusya ve diğer Orta Doğu bölgesindeki enerji şirketlerinin birleşmesinde de artış görüleceği ifade edildi.
Araştırmada sınır ötesi birleşme ve satın alma faaliyetlerinde gelecek 5 yıl içinde, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yükselen piyasalara yönelik trendlerin artış göstereceği de vurgulandı. Küresel satın alma ve birleşmelerdeki en büyük payın yine menkul kıymetler olacağı ve bu faaliyetlerin menkul kıymet hareketleriyle gerçekleştirileceği, son 10 yıldaki birleşme ve satın almalarda menkul kıymetlerin devriyle gerçekleşen işlemlerin de % 3 seviyelerinden % 20 düzeyine çıktığı ifade edildi. PwC’nin dünya genelinde 1.400’ün üzerinde CEO ile görüşerek hazırladığı ve “Değişen dünyada başarının yeni tanımı” teması ile yayınlanan 19. Yıllık Küresel CEO Araştırması‘nın sonuçlarına göre; CEO’ların 2016’da küresel ekonominin iyileşeceğine dair büyüme beklentileri, geçen yıla göre 10 puan düşerek, % 27’ye geriledi. Küresel ekonominin kötüye gideceğini söyleyen CEO’ların oranı ise % 23 oldu; bu oran 2015 yılında % 17 seviyesindeydi. Beklentilerin azalmasında Çin’in ekonomide yaptığı yeniden düzenlemeler, ham petrol fiyatlarındaki düşüş ve jeopolitik güvenlik endişeleri öne çıktı. Küresel CEO Araştırması’na göre bu gibi belirsiz zamanlarda şirket yönetimini üstlenen CEO’ların % 90’ı iş stratejisi geliştirirken, en çok tüketici taleplerine önem verdiklerini söylerken, şirketlerinin hedeflerini daha geniş bir toplumsal etki yaratacak şekilde değiştirdiklerini belirten CEO’ların oranı % 69 oldu. CEO’lar bu kapsamda “yükselen beklentileri anlamak ve karşılamak”, “bu beklentileri karşılayacak ve hayata geçirecek teknoloji, inovasyon ve yeteneğe odaklanmak” ile “başarının tanımını yeniden belirleyerek risk ve fırsatları daha iyi ölçümleyebilmek” üzere çalıştıklarını belirttiler. Küresel CEO araştırması, dünya ekonomisine yön veren CEO’ların bu yıla yönelik görüşlerinin yanı sıra ekonomide ve iş yapma yöntemlerinde değişen trendleri de ortaya koyuyor. Bu yönüyle araştırma önemli.
CEO‘ların % 66’sı, 2016 yılında işletmelerini bekleyen tehditlerin üç yıl öncesine göre daha fazla olduğunu düşünüyor. CEO’ların % 79’u “aşırı regülasyonları” büyüme beklentilerinin önündeki en büyük tehdit olarak görürken, geçtiğimiz yıl CEO‘ların endişeleri arasında dördüncü sırada yer alan jeopolitik belirsizlik, bu yıl ikinci sıraya yükseldi. CEO‘ların % 74’ü bu endişeyi işaret etti. Döviz kurundaki dalgalanma ve kilit yeteneklerin bulunabilirliği konuları da bu yıl CEO’ları en çok endişelendiren sorunlar arasında yer aldı. Ülke çıkarlarına ve ticari çıkarlara tehditleri temsil eden siber güvenlik konusu da CEO‘ların % 61’inin endişeleri arasında yer alıyor. Endişe seviyesi en yüksek olan CEO‘lar ülke olarak ABD, Avustralya ve İngiltere‘de, sektör olarak bankacılık, teknoloji ve sigortacılıkta yer alıyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan CEO’lar genel trend’den biraz farklılaşarak, % 93 oranla jeopolitik belirsizlikler, % 90 oranla döviz kurundaki kırılganlık ve % 77 oranla sosyal istikrarsızlık konularını 2016 yılında kendilerini bekleyen en büyük tehditler olarak öne çıkardılar.
Güvenlik konularının dikkatimizi fazlasıyla dağıttığı ortama rağmen, yılın en temel trendlerinden biri olarak teknolojideki sıçrama ve onunla birlikte gelen dijital dönüşüm kendini gösteriyor. Türkiye açısından boşa geçirecek bir saniyemiz yok. Jeopolitik riskler ve dünya ekonomisindeki yavaşlığa rağmen büyüme, markalaşma ve endüstriyel yatırım hedeflerine yönelik çok sıkı çalışmalı büyük adımlar atmalıyız.
% 35 CEO’lar şirketlerinin büyüme göstereceğinden emin,
% 66 CEO’lar günümüzde daha fazla tehdit olduğu görüşünde,
% 77 CEO’lar iş başarısını finansal karlılıktan fazlası ile tanımlıyor,
% 74 CEO’lar jeopolitik belirsizlik konusunda endişeli.
Benzer Yazılar